Hanifi Yıldız
Bir Garip İmam Şamil
1797 yılında doğdu. Bir çok kaynağa göre aslen Kumuk Türküydü. Bazı kaynaklara göre de Avar’dı. Kumuklar Türktür ve Avarlar gibi çoğunlukla Rusya’ya bağlı Dağıstan ve Kuzey Kafkasya Bölgelerinde yaşayan Müslüman sünni bir halktır.
Küçükken çok zayıf ve cılız bir çocuktu, sık sık hastalanırdı. Adını dedesinin adı olan Ali koymuşlardı ama Avar inancına göre hasta ve zayıf çocukların adları değiştirilir ve bu sayede kilo alır, güçlenir ve yiğit olurdu. Adını Şamil koydular. Ve gerçekten de öyle oldu.
Daha 15 yaşındayken at binip, kılıç kuşanıyordu. İleride hem dostu hem de yol göstericisi olacağı büyük alim ve din adamı Şeyh Cemalettin Gazi Kumuki’den din dersleri alıyordu. İleride bütün Kafkas halklarının özgürleşip, İslam Birliği çatısı altında birleşmesini hayal ediyordu. 5 tane eşi ve bunlardan olan 11 tane çocuğu olmuştu. Kadere bakın ki oğullarından büyüğü Gazi Muhammed 93 Harbi’nde Osmanlının himayesine girecek ve Ruslara karşı savaşacakken, bir küçük oğlu zamanında babasının karşı durduğu ve bu uğurda ömrünü verdiği Rusların himayesinde orduya girecek ve generalliğe kadar uzanacaktı. Hani derler ya ‘Abdal ata binince bey oldum sanır, şalgam aşa girince yağ oldum sanır’.
1832 yılında doğduğu topraklarda. Gümri yakınlarında Ruslarla yapılan savaşta çok ağır yaralanmasına rağmen kurtulup uzaklaşmayı başarmıştı. Ama hocası, yol göstereni Şeyh Gazi şehit düşmüştü.
Gazi’nin yerine Dağıstan’ın ikinci imamı olarak Hamzat Bey geçmişti. Şamil artık Hamzat Bey’in düşman Ruslara karşı en büyük yardımcısı, askeri olmuştu. Zamanla askerlerini tekrar topladı, askeri malzemeleri buldular ve tekrardan harekete geçtiler. 1834 yılında Hamzat Bey de şehit düştü ve İmam Şamil daha sonra tam 25 yıl boyunca hükmünü süreceği Dağıstan’ın üçüncü imamı oldu. Ruslar kendi yazdıkları kaynaklarda bile Şamil’den çok iyi plan yapan, ne zaman nereden vuracağını çok iyi kestiren büyük bir askeri deha olarak bahsederler. Şamil zamanında devlet yönetimi en güzel zamanlarını yaşadı, her alanda büyük gelişmeler oldu.1840lı yıllarda Ruslara karşı çok büyük zaferler kazandı Şamil. Adını artık bütün coğrafya duyuyordu. Zamanla 1850li yıllar gelince Şamil’in ordusu artık zayıflamaya başlamıştı. 1853-1856 Kırım Savaşı’nı Osmanlı’ya karşı kazanan Ruslar, 1856 yılında imzalanan Paris Antlaşmasıyla iyice rahatladılar ve 200bin kişiye kadar çıkardıkları ordularıyla 1859 yılında Şamil’in konutunu ele geçirdiler. Çeçenistan böylece Rusya’ya bağlandı. Şamil Dağıstan’a geçti. Ama güçlenen Ruslar zamanla iyice ilerlediler ve Şamil ile birlikte 400 müridi 1859 yılında teslim olmak zorunda kaldı.
Şamil’i teslim alan Knyaz Baryatinskiy Şamil’in kılıcını almamıştır. Onun büyük bir yiğit ve savaşçı olduğunu söylemiştir. Şamil ve çocukları imparatorun emriyle Rusya’ya bağlı Kaluga şehrinde sürgüne gönderildiler. 1866 yılında zorla Rusya’ya bağlılık yemini ettirildiler. 1868 yılında artık yaşlanan ve soğuk iklimi kaldıramayan Şamil imparatorun emriyle Kiev’e gönderildi. Kiev’in iklimi Kaluga’ya göre daha iyiydi ama Şamil’in içinde bir sızı vardı. O toprakları görmeden ölmek istemiyordu. Büyük uğraşlar neticesinde ve yaşlanmasından dolayı 1870 yılında İmparator II Aleksandr Şamil’in Mekke’ye hacca gitmesine izin verdi. 4 Şubat 1871 yılında Mekke’de vefat etti. Cenaze namazını Şeyh Seyyid Rufai kıldırdı ve Medine’de Cennet-ül Baki Mezarlığı’na gömüldü. Hani derler ya Allah yolunda gidenler, asla ölmezler. Şamil de bedenen ölmüştü ama onun ruhu hala daha bütün Kafkasya’da dolaşıyor. Şeyh Şamil ismi anılınca ta 2019 yılında bile hepimizin yüreği kabarıyor ya işte o Allah yolundan giden Şamil bir Garip İmam Şamil’di. 4 şubat da onun ölüm yıl dönümüdür. Kendisini rahmetle anıyorum. Saygı ve sevgilerimle,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.