Prof.Dr. Cevdet Bozkuş

Prof.Dr. Cevdet Bozkuş

SİYASET   

Prof. Dr. Cevdet Bozkuş 

            Seçime giderken siyasetin ne olduğunu hatırlamak da var. 

Siyaset; Bir ülkede demokratik yolla yönetime gelme ve devlet işlerini düzenleme ve yürütme hedefidir.  

Siyaset, toplumun ihtiyaçlarını ve beklentilerini karşılamayı amaçlar. Temel amaç ve hedefleri; 

Halkın refahının artırılması için ekonomik büyümenin sağlanmasını,  
Herkese eşit adalet ilkesi temel alınmasını ve insan haklarının korunmasını,   
Toplumun temel sorunların önemsenmesini ve çözülmesini, 
Yolsuzluk ve yoksullukla mücadele edilmesini, 
Ülkenin yönetimini ve idaresini organize etmeyi ve denetlemeyi, 
Devlet kurumlarını siyasileştirmeden yasal sınırları içerisinde kalmasını,  
Ülke yeraltı ve yer üstü kaynaklarının çok iyi değerlendirilmesini, 
Üretim ekonomisinin önemsenmesini ve toplum ihtiyacında yerli üretim ile sağlanmasını, 
Planlı kalkınma modelini ilke edinmesini, 
İç ve dış borç dengesinde azami titizliğin gösterilmesini, 
Kamu hizmetlerinin en verimli şekilde verilmesini, 
Ülkenin uluslararası ilişkilerinde ülke menfaatinin gözetilmesini, 
Ülkenin iç ve dış güvenliğinin sağlanmasını,  
Uluslararası alanda ekonomik işbirliğinin teşvik edilmesini, kültürel, sosyal, sanatsal ve sportif  ilişkiler geliştirilmesini sağlamaktır.  
 

Kısaca ülkesini demokratik yolla en çağdaş, en modern, en kalkınmış bir dünya ülkesi seviyesine taşımaktır.  

 

Siyaset ve toplum arasındaki ilişki, toplumun siyasi süreçlere katılması, yerel ve ulusal seçimlere katılması ve siyasetçilere oy vermesi gibi aktivitelerle güçlendirilir. Toplum, siyasi kararların ve yasaların uygulanması sürecinde aktif bir rol oynamalı ve siyasal süreçlere katılmalıdır. 

 

Siyasetin en önemli kurumların başında partiler gelir.  Partiler iktidar olduklarında yukarıda sıralanmış amaçlarını ve hedeflerini ne kadar başarılı olarak uygular iseler ülkelerini de o kadar ileri taşımış olurlar. Ancak yönetimde denge ve denetleme esas olmalıdır. Bu denge devlet yönetim sistemi ile ilgilidir. Gelen siyasi iktidarlar kendi keyiflerine göre değil, ülke menfaatlerine göre ülkeyi yönetmek zorunda olmalıdırlar. ABD bu örneklerden biridir. 

Amerika Birleşik Devletleri Anayasası'ndaki kuramsal esaslardan biri, Amerikan hükûmetinin üç organının (yürütme, yasama ve yargı) güçleri ve sorumlulukları arasında "kontrol ve dengeler olmasıdır. Örneğin, Kongre (yasama organı), yasa yapma gücüne sahip olmasına karşın, yürütme (Başkan) herhangi bir yasayı veto edebilir, onun bu eylemi de Kongre tarafından geçersiz kılınabilir. Başkan ülkenin en yüksek yargı otoritesine (Anayasa Mahkemesi) hâkimleri atar, ama atanan bu hâkimlerin Kongre tarafından onaylanması gerekir. Anayasa Mahkemesi de, Kongre tarafından geçirilen herhangi bir yasayı "anayasaya aykırı" bulup geçersiz kılabilir. Bu ülkede Başkan dahil hiçbir yetkilinin bırakın yolsuzluk yapmayı, yanlış yapma hakkı yoktur. Başkan dahil herkes yargılanabilmektedir. İşte eski başkan Donald Trump yargılanmaktadır.  

Düzenli bir yönetim sistemi olan ve siyasetçilerine yanlış yapma yetkisi vermeyen ABD dünyanın en kalkınmış ülkesi olmuştur. Siyasilerin keyfine göre değil, sistemin sayesinde ülke her anlamda gelişmiştir.   Fert başına düşen milli gelir 63 358 dolar, enflasyon %6 dır. Sonuç olarak ülkeyi yönetecek siyasiler sistemin belirlediği kurallların dışına çıkmadıkları zaman ülkede sorunlar azalmaktadır. O zaman yönetim sisteminiz son derece önemlidir.  

Bir sonraki yazımızda bizde siyaset ne durumda, bu siyaset ülkeyi hangi noktaya taşımıştır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR