KENDİMİZİ ANLAMAK

Anlaşmak… Kim kimi anlayacak? Halkımızı anlıyor muyuz? Peki, biz kendimizi anlıyor muyuz? Bağırmaktan sesler kısıldı. Çünkü kalpten kalbe anlaşamıyoruz. Toplumun çıkarcı menfaatperestleri… Menfaatperestlerin üzerinde durmak ve teşhir etmek cinsel uzuvlarını teşhircilik kadar tiksindirici... Belki kötü yanımız kendimizi onlar gibi çıkarcılığa zincirlemek... Zincirler iken, insanlar eşittir, eşit doğarlar ve eşit haklara sahiptir: diye iddia edenlerin iddiaları ise; hep şakşak ve hep gülümsetme... Bu kadar yalan dolu bir iddia olamaz. Çoğunlukla feylesof ve aydınların iyi niyetleri hususunda en ufak bir şüphe duymam ama bu şatafatlı iddiaları soğuk ve kırıcı bulurum. Soğuk ve kırıcı da olsa nedense halkımız hala sömürücülerin peşini bırakmıyor. Hiroşima’ya atom atılarak teslim alınmıştı ama halkımız kendi arzusuyla onlara teslim oluyor… Bugünün şartlarında arzusuyla teslim olan ülkeler için bağımsız demek yanlıştır. Zaten her devirde hürriyet içinde olanlar gelişmiş ülkelerdir. Gelişmiş ülkeler bugün bağımlı ülkelerin hürriyetini kısıtlar iken, ürettikleriyle onları kör etmekte... Gelişmemiş ülkeler kendi üretiminin isteklisi olmadıktan sonra ilim ve teknolojileri koyunlarında saklı bir hazine gibi kalması neye yarar? Bir de hür olduğunu hissetmiyorsan, birilerinin “Sen hürsün demesi” ne işe yarar? Evet, eğer aklını bir baskı ve zorlama olmadan kendisi teslim ediyorsa, hürriyetini elinden alan değil, hürriyetini veren suçlu olmaktadır. Felaket şurada ki; tüketerek yaşayanlar köleliğe alıştı. Köleliğe alışanlar üretme hürriyetiyle beraber yok olurken, bizim üreten teknoloji çağı öldü. Halbuki teknoloji insan hayatını kolaylaştırmakta... Evet, kolaylaşan hayat ne yazık ki aksi olarak bizi üretime değil tüketmeye sevk etmektedir. Sadece maddiyatla teknolojinin bütün kolay olanaklarına sahip olmak istiyoruz. Halbuki üretmeyen milletleri tarih yaşamış saymıyor. Ve üretmeyen milletler yaşamadan ölüyor iken suni refah uğruna bağlandığı kapıda adeta efsunlanmış gibi... Bir yandan küreselleşme ve sunulan sanal hizmetleri ne kimse kontrol edebilmekte, ne de terk edebilmekte... Halk isyan da etse, üretimin mucizeleriyle alay konusu olan hep kendisi olmaktadır.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
SON YAZILAR