Tacettin DURMUŞ 

Kars Valilik binası önünde bir araya gelen sendika üyeleri üzerinde; “Yüce Meclis öğretmenleri duy’, ‘Öğretmen öğretmendir! Kadrolusu, sözleşmelisi, ücretlisi olmaz!’, 4B’li öğretmen olmaz!’, ‘aylıkla ödüllendirme ulufe değildir!’, ‘il geneli promosyon istiyoruz’ ‘ya çözülecek, ya çözülecek’, ‘Biz neyiz? Aşçı mıyız, bulaşıkçı mıyız?’ yazılı dövizler açarak haklarını savundu. 

TÜRK EĞİTİM-SEN Kars Şube Başkanı Ozan Ağadedeoğlu’nun da hazır bulunduğu basın açıklamasını yapan Sendika Sözcüsü Özgür Kale, bilindiği üzere eğitim çalışanlarının güncel olarak çözüm bekleyen birçok sorunu olduğunu söyledi. 

Bazı eğitim sendikası üyelerinin de katıldığı basın açıklamasını okuyan Özgür Kale, tüm eğitim çalışanlarının promosyon ücretleri, kariyer basamakları sınavı, eğitime hazırlık ödenekleri, sözleşmeli ve ücretli istihdam sorunu, MEB ödüllendirmeleri ile aşçı ve aşçı yardımcılarının sorunları tek tek dile getirdi.

“Yüce Meclis öğretmenleri duy!’ çağrısı da yapan TÜRK EĞİTİM-SEN Kars Şube Sözcüsü Özgür Kale yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

PROMOSYON ÜCRETLERİ DÜZENLENSİN!

Soruyoruz: Bankaların çekici promosyon vaatleri ile müşterilerinin artmasına ve bununla doğru orantılı olarak kar oranlarının yükselmesine rağmen, kamu çalışanlarının bundan faydalanamaması, promosyon kaybı yaşaması ne kadar adildir? Bu bağlamda, MEB’e bağlı tüm il ve ilçe milli eğitim müdürlüklerinin ve üniversitelerimizin bankalarla yaptıkları promosyon anlaşmalarının güncel ekonomik gelişmeler ışığında iptal ya da revize edilmesini, promosyon ücretlerinin artırılmasına yönelik gerekli çalışmaların yapılmasını istiyoruz. Çünkü yükselen enflasyon karşısında bu tutarlar bugün çerez parasına dönmüştür. Biz bankalardan daha zengin değiliz. Bizim maaşlarımız üzerinden kazanç elde eden bankalar bu kazancın bölüşümünde daha insancıl ve adil olmalıdır. Bizim talebimiz Kars İl Milli Eğitim Müdürlüğünce daha önce yapılmış olan tüm promosyon anlaşmalarının iptal edilerek, bütün ilçe milli eğitim müdürlükleri ile beraber tek elden ihaleye çıkılsın. Böylece tüm eğitim çalışanlarımıza hem daha fazla hem daha adil bir promosyon ödemesi yapılmış olsun.

KARİYER BASAMAKLARI SINAVI

Öğretmen kariyer basamaklarını da düzenlemek için çıkarılan öğretmenlik meslek kanunu maalesef öğretmenlerin beklenti ve isteklerini karşılamaktan çok uzaktır.2006 yılından bu yana dediğimiz gibi öğretmen kariyer basamakları sınavla olmaz, OLAMAZ. Çünkü sınav bilgiyi ölçer, öğretmenlik ise bilme değil bildiğini aktarma mesleğidir. Öğretmenler uzman öğretmen ya da başöğretmen olsa bile yaptığı görevin mahiyeti değişmiyor. Yani bu sınavı EKYS, TUS vb. görevde yükselme anlamına gelen sınavlarla kıyaslamak sadece aldatmadır ve kavram karmaşası yaratmaktır. Öğretmen kariyer basamaklarında tecrübe esas alınmalı, 10 yılını dolduran her meslektaşımız uzman öğretmen, 20 yılını dolduran da başöğretmen olmalıdır. Ekonomik cendereden geçtiğimiz, enflasyonla cebelleştiğimiz bu zamanlarda kariyer basamakları ile nefes alacak olan geleceğimizin mimarlarını görmezden gelmek ülkenin geleceğine sırt çevirmektir. Bu konuyla ilgi olarak yapılacak olan kanuni düzenlemenin çözüm adresi ise yüce meclisimizdir. 1 Ekimde açılacak olan yüce meclisin öğretmenlerin sesine kulak vermesini ve bu işi kökten çözmesini talep ediyoruz. “BU İŞ YA ÇÖZÜLECEK YA ÇÖZÜLECEK”  diyoruz.

EĞİTİME HAZIRLIK ÖDENEKLERİ

Sadaka taşı artığı gibi kalan eğitime hazırlık ödeneklerine bir an önce ciddi bir düzenleme ve artış yapılmalıdır. Sakız parasına kadar düşen eğitime hazırlık ödeneği komikliğin ötesinde acı bir tablodur. Bugün 1 kutu fotokopi kağıdının500 TL olduğu ortamda eğitime hazırlı ödeneği kelimenin tam anlamı ile sadakadır. Ayrıca 1 milyondan fazla öğretmene eğitim öğretime hazırlık ödeneği veren bakanlık, geriye kalan 80-90 bin eğitim çalışanına da aynı ödeneği verebilir, vermelidir. Bizim talebimiz: Bakanlığımızın ivedi olarak bir maaş tutarını tamamlayacak şekilde tüm eğitim çalışanlarına ek eğitime hazırlık ödeneği ödemesidir.

SÖZLEŞMELİ VE ÜCRETLİ İSTİHDAM SORUNU

Öğretmenlerin ya da akademisyenlerin ücretli, sözleşmeli, kadrolu gibi kategorilere ayrılması ve ayrıştırılmasına en başından beri karşıyız ve her zaman da karşı olacağız. Sözleşmeli öğretmenlerin yaşadığı drama çok yakından tanığız. İkiye hatta üçe bölünmüş aileler vicdanımızı sızlatmaktadır. Çocuklar adeta annesi-babası yaşayan yetimler, öksüzler durumundadır.  Sözleşmeli öğretmenlerin ödedikleri vergi zaten dar olan gelirini daha da daraltmakta, onlara nefes alma şansı tanımamaktadır. Bizim talebimiz dezavantajlı bölge, il, ilçe, üniversite ve okullarda çalışan akademisyen, öğretmen, idareci ve eğitim çalışanlarının tümüne “Zorunlu Hizmet Tazminatı” getirilmelidir. Sözleşmeli savsatası son bulmalı ve mevcutta çalışan bütün sözleşmeli arkadaşlarımız kadroya alınmalı, bundan sonraki tüm atamalar da kadrolu olmalıdır. Geçtiğimiz yıl 81 ilde 86 bin 68 ücretli öğretmen görev yaptı, norm kadro açığının da 121 bin olduğu günümüzde yüz binlerce meslektaşımız ücretli öğretmenlik adı altında nerdeyse yol ve 1 öğün yemek yemek parasına ücretli öğretmenlik adı altında çalıştırılmaktadır. Adeta ölümü gör sıtmaya razı ol dayatması ile sömürülmektedir. Asgari ücretin altında eleman çalıştırılması yasal olarak suçtur. Ama ne gariptir ki bu ülkede ücretli öğretmenlerin neredeyse tamamı asgari ücretin altında bir gelirle çalıştırılıyor. Ücretli Öğretmenlik: Bir Öğretmen İstihdam Modeli Olamaz! Bakanlık bünyesindeki bütün kurumlarda norm açıklarına bir an önce kadrolu öğretmen ataması yapılmalıdır

MEB ÖDÜLLENDİRMELER

Tüm Türkiye’de ve Kars’ta bazı ilçelerimizde MEB ödüllendirmeleri maalesef ki ulufe gibi dağıtılmaktadır. Ne hikmettir ki bir ilçemizde ödül alan isimlerin biri hariç hepsi belli bir sendikanın üyesidir. Hatta biraz daha dikkatli baktığımızda ödül alanlar arasında başka bağlantılarda görülmektedir. Ödüllendirmelerde mensubiyet liyakatin önüne geçmiştir. Bizim teklifimiz ödüllendirmelerin objektif ve somut kriterlere bağlanması, tarafsız bir kurul tarafından şeffaf bir süreçle, hakkaniyete ve liyakate göre teklif edilmesidir.

ÜNİVERSİTELER

Üniversitelerde çalışan tüm personel ve öğretim elemanları MEB’deki gibi üniversiteler arası merkezi tayin olması için düzenleme yapılmalıdır. Başta eş durumu, sağlık mazereti tayin hakkı olmak üzere özlük hakları düzenlenmelidir.

AŞÇI VE AŞÇI YARDIMCILARININ SORUNLARI

Bilindiği üzere ülkemiz genelinde yatılı okullara aşçı ve aşçı yardımcısı atamaları yapılmıştır. Ancak mesleki açıdan teknik yeterlilik, bilgi ve beceri gerektiren bir iş kolu olmalarına rağmen yardımcı hizmetler sınıfı olarak istihdam edilmiştir. Aşçı ve yardımcılarını yaptığı işin gerekliliği ve özelliği olarak teknik hizmetler sınıfına alınmasını talep ediyoruz. Ayrıca aşçı kadroları sözleşmeli olarak istihdam edilmiş olup ne özlük hakları, ne fazla çalışma süreleri, ne mesai ödemeleri bir düzene bağlanmıştır, Ayrıca bu meslek grubundaki arkadaşlarımıza en düşük memur maaşının bile altında bir ücret reva görülmektedir. Bu ekonomik zulüm sonlandırılmalı ve maaşları ülkemizin ekonomik gerçekleri ışığında iyileştirilmelidir. Aşçılara meslek meziyetleri dışında, bulaşıkçılık, çamaşırcılık, temizlik ve hatta okulun tamiratı gibi işler yüklenmektedir. Bu meslek grubundaki arkadaşlarımızın özlük hakları, çalışma düzenleri ve mesai tanımlamaları bir an önce düzenlenmelidir.

SON OLARAK:

Bugün kişisel hesaplar ve garezler peşinde koşanlar ve siyasi talimatlarla hareket edenler güya mesleki problemlere sahip çıkıyorlar! Çok net olarak bir daha söylüyoruz: dostlar alışverişte görsün edepsizliğiyle sendikacılık yapılmaz. Herkesin başka başka hesabı ve hesap verdikleri ağaları olabilir. Bu onların meşrep ve haysiyet meselesidir. Bizim tek hesabımız: hiç birini ayırmaksızın tüm eğitim çalışanlarının hakkı ve hukukudur.  Sarı sendikacılığa ve tribün sendikacılığına son.