Dünya Kadınlar Günü, kadınlarımızın sosyal yaşamda hak ettikleri yere gelmesi açısından oldukça öneme sahip bir gündür.
Bir toplumun uygarlık yolunda gösterdiği gelişme, kadını toplum içinde konumlandırdığı yer, ona duyduğu saygı ve verdiği değer ile ölçülmektedir. Bizler, tarih boyunca her zaman kadınları baş tacı eden, onlara büyük değer veren bir medeniyetin mirasçılarıyız. Tarihin her döneminde Türk toplum ve aile yapısında müstesna bir yere sahip olan kadın, aile kurumunun temel taşı, değerlerin temsilcisi, taşıyıcısı ve koruyucusu rolünü üstlenerek, şefkatin, fedakârlığın, sabrın ve özverinin sembolü olmuştur.
Ne mutlu ki ülkemizde kadınlarımıza hak ettiği değer hep verilmiştir. Kadına dünyada birçok ülkeden daha önce seçme ve seçilme hakkı verilen ülkemizde, kadın hakları konusunda birçok önemli yapısal ve yasal düzenlemeler yapılarak kadınlarımıza karşı pozitif bir ayrımcılık uygulanmaktadır. Bu kapsamda; kadına yönelik şiddetin en aza indirilmesinden, kadınların sosyal yaşamda hak ettikleri yere gelmesine, kız çocuklarımızın eğitiminden, ceza mevzuatlarında kadınlarımızı ve aileyi korumaya kadar bir çok konuda düzenlemeler yapılmaktadır.
Konuya İslami perspektiften baktığımızda İslam’da; gerek insanlık ve Allah’a kulluk bakımından gerekse temel hak ve sorumluluklar açısından kadının konumu erkekten farklı değildir. Buna göre; yaşama, mülkiyet ve tasarruf, kanun önünde eşitlik ve adaletle muamele görme, mesken dokunulmazlığı, şeref ve onurun korunması, inanç ve düşünce özgürlüğü, evlenme ve aile kurma, özel hayatının gizliliği ve dokunulmazlığı, geçim teminatı gibi temel haklar bakımından kadınla erkek arasında fark yoktur. İlke olarak insanların en değerlisi takvâda en üstün olanıdır. Kur’ân-ı Kerim’de, farklı fizyolojik ve psikolojik yapıya sahip olan kadın ve erkekten biri diğerinden daha üstün veya ikisi birbirine eşit tutulmak yerine, birbirinin tamamlayıcısı kabul edilmiştir.
Yüce Peygamberimiz Hz. Muhammed (Sav) de “Cennet anaların ayakları altındadır” buyurmak suretiyle yüce İslam dininin kadına, özellikle de annelere verdiği önemi en güzel şekilde vurgulamıştır.
İlimiz de; İçişleri Bakanlığı ve Birleşmiş Milletler tarafından yürütülen “Kadın ve Kız Çocuklarının İnsan Haklarının Korunması ve Geliştirilmesi Ortak Programı”nda 6 pilot ilden birisi olarak yapılan çalışmalarla Kadın Dostu Kent konumuna gelmiştir.
Tüm bu olumlu gelişmelere rağmen, dünyanın en gelişmiş ülkelerinde bile görüldüğü üzere ülkemizde de kadınlar şiddete maruz kalmaktadır. Hiçbir vicdanın kabullenemeyeceği kadına yönelik şiddetin engellenmesi konusunda devletimizin yaptığı yasal düzenlemelerin yanı sıra toplumun her kesimine görev düşmekte, kadını ikinci sınıf gören geleneksel zihniyetin değişmesi gerektiğini belirtmek istiyorum.
Bu duygu ve düşüncelerle; tüm kadınlarımızın ‘8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutluyorum. Tüm kadınlarımıza sağlık, esenlik, aile yuvalarında huzur ve mutluluklar diliyor, en içten muhabbetlerimle, saygılarımla selamlıyorum.