Tacettin DURMUŞ
Başkan Soyer, tohum teslimi için geldiği Kars’ta ilk olarak CHP Kars İl Başkanlığını ziyaret ederek partililerle bir araya geldi.
Burada CHP Kars İl Başkanı Taner Toraman, CHP’li Ardahan Belediye Başkanı Faruk Demir, Susuz Belediye Başkanı Oğuz Yantemur ile il ve ilçe teşkilat mensupları tarafından karşılanan Soyer, Kars’ta da başka bir tarımın mümkün olduğunu söyledi.
Başkan Soyer burada partililere ve gazetecilere yönelik yaptığı konuşmanın ardından, Susuz İlçesine geçerek Kültür Merkezinde düzenlenen iftar yemeğine katıldı.
GÜCÜMÜZÜ VE UMUDUMUZU BÜYÜTMEK İÇİN KARS’TAYIZ
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP Kars İl Başkanlığında yaptığı konuşmada; Susuz Belediye Başkanı Oğuz Yantemur’un tohum desteği kampanyasına destek vermenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Kars çiftçisinin tohum alamayacak hale gelmiş olmasının çok vahim bir durum olduğunu bu duruma çok üzüldüğünü söyleyen Soyer, hükümetin tarım politikalarını eleştirdi.
Kars’a sadece tohum dağıtmak için değil gücü ve umudu büyütmek için geldiklerini de söyleyen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer; “Çiftçinin, üreticinin ve köylünün tohumu alamayacak hale gelmiş olması çok vahim bir durumdur. Daha vahim bir şey düşünemiyorum. Çünkü üretici bir sonraki yılın ekmeğini ve gelirini nereden kazanacak. Tohum ve gübre gibi her şeyin fiyatları giderek artıyor. Çiftçi tohumu yoksa aç demektir. Kısacası bu şaşkınlık ve bu üzüntüyle ne yapabiliriz diye kafa yormaya başladık ve gücümüzü sonuna kadar zorlayarak bazı adımlar attık. Şimdi İnşallah yarın o adımların somut sonucunu hep beraber paylaşacağız. İnşallah gelecek yıla umudumuzu büyükmüş olacağız. Aslında bugün buraya gelmemizin sebebi sadece tohum dağıtmak değil gücümüzü ve umudumuzu büyütmektir. Tohum bahane biz birbirimizin geleceğine dair umudu ve birbirimizin gücünü büyütmek mecburiyetindeyiz. Bugün tohum yarın başka bir şey…
REFAH VE ZENGİNLİKLER SADECE BİR ZÜMRENİN CEBİNE GİRMESİN İSTİYORUZ
Şu çok açık; biz tek adam iktidarından daha iyi olduğuna inandığımız demokrasi peşindeyiz. Neden demokrasi peşindeyiz. Çünkü biliyoruz ki demokrasi birlikte yaşamak demektir, dayanışma içinde olmak ve refahı birlikte büyütmek ve onu adil bir biçimde paylaşmak demektir. Yoksa o büyüyen refah ve zenginlik sadece bir zümrenin cebine girer. Demokrasi ile tek adam iktidarları arasındaki fark budur. Birileri çok zenginleşir birileri çok yoksullaşır. Biz buna razı değiliz biz bu yoksulluğa razı değiliz. Bu bereketli topraklarda eğer biz tohum ekemeyecek hale gelmişsek bunun sorumlularından hesap sorarız ve bunu değiştirmek için de elimizden ne geliyorsa yaparız. Bunu yapmanın yolu gücümüzü büyütmekten geçiyor. Yani el ele vermekten geçiyor. Eğer birbirimize sahip çıkmazsak eğer birbirimize destek olmazsak sadece şikâyet eder durumda kalırız. Değişimin gücü birlikte olmaktan geçer el ele vermekten geçer, omuz omuza olmaktan geçer. Aksi takdirde bu hem iktidarın verdiği tahribat hem iklim krizinin verdiği tahribat, yani kuraklıklar, felaketler hepsi çok daha can yakıcı olur. Ama biz ne kadar ekebilirsek işte o zaman bu tahribatları o kadar azaltırız. İşte el ele verdiğimiz için belki de bazı ailelerin gelecek yıl ekmeğine destek yaratmış olabileceğiz. En azından bunu yapacak olmanın huzurunu yaşıyoruz en azından bunu başarmış olacağız.
BİZ “İZMİR’DE BAŞKAN BİR TARIM MÜMKÜN” DEDİK
Düşünün ki biz iktidar olduğumuzda daha neleri başaracağız. Bu daha çok daha fazlasına muktediriz. Çok daha iyisini yapabiliriz çok daha güzelini hayata geçirebiliriz. Bunu neden böyle söylüyorum biz İzmir’de başka bir tarım mümkün dediğimiz bir mücadele veriyoruz. Bugün Türkiye’de tarım politikaları tamamen sahipsiz, tamamen başıboş ve sadece endüstriyel tarım yapan üreticileri koruyan bir sistem var. Küçük üreticiye nasıl bakıyor biliyor musunuz politikalar sistem. Sen bırak bu, tarım senin işin değil, sen git şehirde ucuz işgücü ol. Sen git şehirde işsiz ol. Tarım politikaları üreticiye böyle bakıyor. Hâlbuki biz biliyoruz ki hem kırdan kente göçün hem o kadim kültürümüzün sahibi olan köylü o kadim kültürlü korumaya devam eder. Hem de toplumun refahı büyür. Biz o nedenle tarım yapan tarımdan ekmeğini kazanan küçük üreticimizin doğduğu yerde doyması için başka bir tarım mümkün diyoruz. Bu tarım politikalarına bir yerel yönetim olarak itiraz ettik ve isyan ettik ve onun küçük üreticileri güçlendirmek için kooperatifler kuruyoruz.
BU MEMLEKETTE TARIM POLİTİKALARI TUNUS’UN VE FAS’IN ÜRETİCİSİNE ÇALIŞIYOR
Buğdayı, samanı, mercimeği, gübreyi her şeyi ithal eder hale geldik. Bu memlekette tarım politikası Tunus’un ve Fas’ın üreticisine çalışıyor. Çünkü vergiyi sıfırlıyor ithalat yaparken oradan gelen ürünün vergisini sıfırlıyor. Ya peki sen buradaki küçük üreticinin mazot vergisini diğer vergilerini niye indirmiyorsun. Kendi memleketinin üreticisinde neden sahip çıkmıyorsun. Bunları üretimden vazgeçiyorsun. Gidiyorsun Tunus’ta buğday üretenin vergisini sıfırlayarak ithal ediyorsun.
KILIÇDAROĞLU’NUN DEDİĞİ GİBİ “KAVGA EDEREK DEĞİŞTİRECEĞİZ”
Değerli arkadaşlar hakikaten genel başkanımızın dün söylediği çok önemli bir laf var kavga edeceğiz diyor. Kimle kavga edeceğimizi de saymış. Kavga edeceğiz kardeşim. Birileri öyle kuzu kuzu gitmeyecek; belli oldu. Ama biz birbirimizde el ele vererek birbirimizin gücüne güç katarak demokrasi mücadelesini, hak arayışımızı, hukuk arayışımızı birlikte sürdüreceğiz. Emin olun ki bu bereketli topraklar herkes hepimizi doyurmaya yetecek kadar zengindir. Herkesin geleceğini bu topraklarda sürdürmesine imkan verecek kadar güçlüdür. Çocuklarımız geleceklerini yurt dışında ve batıda aramaktan vazgeçecekler. Bunu yapacağız. Bunu yapmaya muktediriz. Bizim siyaset yapma sebebimiz budur. Biz hayatı değiştirebileceğimiz bizi biliyoruz. Bu topraklarda yaşadığımız bu yoksulluğu hiçbirimiz hak etmiyoruz. Bu yoksulluk bir kader değil bunu değiştirmek mümkün. Bu güzelim toprakların ürettiği değeri ve adil paylaşmayı bilirsek sadece çeteleri zengin etmezsek hepimizin çocuğunun çocuğunun geleceğini kurtarmış oluruz. Kısacası söylüyorum ki bu kadın kültürün evlatları olarak bu topraklarda biz huzurlu yaşayalım diye yalın ayak yürüyerek koşmuş ataların evlatları ve torunları olarak her şeyin daha iyisine layığız. Bizden sonra gelecek kuşaklara da çocuklarımıza torunlarımıza da daha güzel bir memleket bırakmaya muktediriz. Bunu yapmak için elimizi taşın altına sokmaya devam edeceğiz” dedi.