Serhat Pekmezci: '120'ye yakın oyuncu transfer edilecek boyutta bir havuzumuz var'

Fenerbahçe Futbol Akademisi Altyapı Scout Sorumlusu Serhat Pekmezci, göreve geldiklerinden bu yana 6 ayda 2 binin üzerinde maç izlediklerini ve altyapının sabır işi olduğunu belirterek, "120’ye yakın transfer edilecek boyutta bir havuzumuz var.

Fenerbahçe'nin Altınordu'dan bünyesine kattığı Futbol Akademisi Altyapı Scout Sorumlusu Serhat Pekmezci; transferden, futbolcu izlemeye, scouttan, Türkiye'deki futbol sorunlarına kadar birçok konuda İhlas Haber Ajansı'na (İHA) özel açıklamalarda bulundu. Yaklaşık 6 yıldır 450 bine yakın oyuncu izlediğini ve Altınordu'da göreve nasıl başladığını anlatan Pekmezci, sarı-lacivertli takımın geleceğiyle ilgili olarak da mesajlar verdi. Altınordu'da göreve başladığında takımın 3. Lig'de olduğunu söyleyen Pekmezci, "Rakip takımların analizi ve A takıma oyuncu izleme görevi teklif edildi. Şampiyon olduktan sonra başkanın tamamen yerli oyuncularla yola devam etme hedefi vardı. Bana ‘Bir ekip kur ve akademimize birbirinden yetenekli oyuncular kazandır' dendi. Önümüzde bu konu ile ilgili bir rol model yoktu. Daha önce akademiye bağlı bir scout birimi olmadığı için uzun uzun düşündük. Ekibi oluşturduk. Yaklaşık 6 sene boyuncu 450 bine yakın oyuncu izledik. Türkiye'nin her bölgesini karış karış taradık. Girip çıkmadığımız ilçe, mahalle, köy kalmadı. Bu proje Türkiye'de bir ilk olduğu için sorumluluğumuzun bilincindeydik. Yaptığımız çalışmaların karşılığını da kısa zamanda aldık. Akademimizden 60'a yakın oyuncu milli takımlara gitti. Akademi takımlarımız Türkiye ve Avrupa'da büyük başarılar aldı. Çağlar, Barış, Cengiz gibi transferler oldu. Bu başarılı süreç de beni buraya taşıdı" şeklinde konuştu.

"Çocukların gelişiminde aile yapısı çok önemli" 
Yakaladıkları başarının sırrını anlatan ve kendilerine önerilen bir futbolcuyu 3 aşamadan geçerek analiz ettiklerini söyleyen Pekmezci, "Biz Türkiye'nin yetenek haritasını çıkardık. Bize referans edilen oyuncuları takip etmeye çalıştık. İlk önce o şehirdeki scoutlarımız izledi. Ardından yardımcım, çapraz izlemelerini yaptı. En son da ben bizzat giderek oyuncuyu izledikten sonra raporlarımızı başkanımıza sunduk. Oyuncunun saha içinde gösterdiği yetenekler, transferi için asla yeterli değil. Biz oyucunun evine girip, annesini babasını, öğretmenini tanımadan kimseyi akademimize transfer etmedik. Çocuklar büyüyünce anne ve babasının kopyası oluyor. Ailesini tanımak, davranış yapısını bilmek çok önemli. Ailelerin çocuğun üzerinde baskı oluşturmaması lazım. Anne ve babalar çocuklarını yetiştirebilir ama geliştiremezler. Bunu net şekilde gördük" dedi.
"Transfer edilecek 120 oyuncu belirledik" 
Fenerbahçe'de futbolcu taramalarının çok hızlı ilerlediğini sözlerine ekleyen Serhat Pekmezci, "Süreç çok hızlı ve güzel ilerliyor. Ekibimizi kurduk, arama ve taramalara başladık. Biz göreve geldikten 3 hafta sonra ara transfer dönemi başlamıştı. 13 arkadaşımızı akademimize transfer ettik. Hiç durmadan 6 aydır çalışıyoruz. 2 binin üzerinde maç izledik. 120'ye yakın transfer edilecek oyuncu belirledik. Futbol okullarımızda da yoğun taramalarımız devam ediyor. Bir yandan da Avrupa'da neler yapabileceğimizi tartışıyoruz. Elde ettiğimiz verileri çok doğru bir şekilde işlememiz gerekiyor. Fenerbahçe'ye özel bir yazılım yapacağız. Pratik bir model yapacağız. Altyapıdan Çağlar ve Cengiz gibi oyuncular çıkarmak gurur duyulan bir şey ama altyapı sabır gerektirir. Başkanımız ve yönetimimizin vizyonu ve Fenerbahçe sevgisi ortada. Her konuşmalarında altyapı ve socut sistemine verdikleri önemi belirtiyorlar. Onların o inancı bize güç veriyor" ifadelerini kullandı.

"Barış ve Berke çok iyi yerlere gelecek" 
Fenerbahçe'nin büyük yatırımlar yaptığı ve gelecek vadeden oyuncuların başında gelen Barış Alıcı ve Berke Özer'in durumlarını değerlendiren Pekmezci, "Barış ve Berke, gerek saha içi gerekse saha dışında son derece karakterli, kişilikli ve potansiyelleri yüksek isimler. Dediğim gibi bu sabır işi. Bakın Milli takımımıza Dorukhan'ın gelişimi, İrfan Can'ın yeni yeni kendisini ifade etmesi, Zeki'nin oynayarak gelişmesi hep sabır işi. Daha çok gençler. Barış ve Berke'nin de çok iyi yerlere geleceğini düşünüyorum. Başkanımız, yönetimimiz ve teknik heyetimiz yoğun bir çalışma içinde. Bu konuda biz de kendi işimize odaklandık. Yönetimimizin en doğru adımları atacaklarına şüphemiz yok" diye konuştu

"Adım adım, dalga dalga büyüyoruz" 
Fenerbahçe'nin futbol akademisine takviyeler için Avrupa'ya yöneldiğini açıklayan Serhat Pekmezci, "Avrupa'daki kardeşlerimizde çifte vatandaşlık özellikleri var. 18 yaş altı Avrupa'dan transfer yapamıyoruz ama bu 18 yaş altını izlemiyoruz demek değil. Yurt dışında da ciddi bir scout ağı kurma konusunda yönetimden talimat aldık. Bu konuda çalışıyoruz. Biz göreve başladığımızda önce İstanbul, Marmara Bölgesi, Trakya, Güney Marmara, Ege ve İç Anadolu'ya doğru adımlarımızı attık. Ardından tüm Türkiye'ye ulaştık. Adım adım, dalga dalga büyüyoruz. Türkiye'nin her ilinde Fenerbahçe için oyuncu izleyen arkadaşlarımız var. Güzel, samimi ve şeffaf bir ağ kurduk, çalışmalarımız devam ediyor" şeklinde konuştu.

"Comolli çalışmalarımızı takdir ediyor" 
Fenerbahçe Sportif Direktörü Damien Comolli ile sürekli temas halinde olduklarının altını çizen Pekmezci, "Comolli yoğun bir çalışma içinde. Biz kendi çalışmalarımızı üst birimlerde raporluyoruz. Karşılıklı bilgi alışverişinde bulunuyoruz. Kendisi de çalışmalarımızı takdir ediyor. Bizim hiçbir konudan kompleksli olmamamız lazım. Türkler istediği her konuda başarılı olur. Yeter ki istesin. Avrupa'da meslektaşlarımızla da konuşuyor. Armamıza, prensiplerimize ve ilkelerimize layık güzel bir ağ kurduk ve çalışmalarımızı sürdürüyoruz" açıklamasını yaptı.

"Fransa'yı yenmemiz beni şaşırtmadı" 
Türkiye'de futbolda sorunun altyapıda mı yoksa üstyapıda mı olduğunun tespit edilmesi gerektiğini belirten Serhat Pekmezci, "Altyapı konusunda biraz rutinin dışında konuşmak gerekir. Herkesin bir fikri, teşhisi var ama tedavi boyutunda tıkanıyoruz. Türkiye'de altyapıda mı yoksa üstyapıda mı problemi var buna karar vermemiz lazım. Bizi Brezilya'dan, Almanya'dan, Portekiz'den, Hollanda'dan, Şili'den, Arjantin'den, Belçika'dan geride bırakan konu ne? Neden gençlerimize az şans veriyoruz? Biz gençlerimizi kulüplerin ekonomik yapısı bozulduğu için mi zorunlu oynatıyoruz? Çocuklarımızı 12-13 yaşında bir proje olarak görüyoruz? Bunun adını koymalıyız. İlk olarak neden gerideyiz bunu bulmamız lazım. Üniversitelerin işe dahil olması lazım. Sadece Beden eğitimi bölümleri değil, tıp, sosyoloji, ekonomi, uluslararası ilişkiler, psikoloji, genetik bilim gibi birimlerden üst düzey isimlerle çalıştay yapmamız lazım. Türk futbolunun gelişmesi için nasıl adımlar atılmalı konuşulmalı. Her ilde, bölgesel raporlar hazırlanması ve bunun TFF'ye sunulması gerekiyor. Türklere has bir felsefe belirlenmesi lazım. Bu noktalara odaklandığımızda şunu net söyleyebilirim ki Türk çocuklar çok yetenekli. Onları becerikli hale getirebiliyor muyuz bunu tespit etmemiz gerek. Şunun araştırmasını yaptık; 9-14 yaş arası Avrupa'da topa temas sayısı en az olan çocuklar Türk çocukları. 15 yaşında futbolu bırakan en çok çocuk Türkiye'de. Aslında güzel bir jenerasyonumuz var. Avrupa ve Dünya Şampiyonlarına sürekli katılabilen bir milli takım ve Avrupa'da başarılı olacak takımlar yetişir. Yani A Milli Takımımızın, Fransa'yı yenmesi beni bu noktada çok şaşırtmadı" değerlendirmesini yaptı.

"Kısıtlamadan ziyade sorunu tespit etmemiz gerekir" 
Yabancı kuralından önce futboldaki temel sorunun irdelenmesi gerektiğini savunan Pekmezci, "Bir şeyi başarmanın bazı şeyleri yasaklamakla ilgili olduğunu düşünmüyorum. Kulüplerin ekonomik durumları tıkanmış durumda. Sistem, yabancı kuralı olduğunda çok elit isimler çıkarmamızı sağladı mı, buna bakmamız lazım. 14 yabancı kuralının olduğu dönemde 22-23 yaş ortalamalı bir takım bütün ülkeyi ayağa kaldırmış durumda. Kulüplerimizde çok değerli yöneticiler var. Yabancı sayısı 14 mü, 5 mi, 7 mi olacak, buna karar verecek donanıma sahip insanlar. Ben bazı yabancı oyuncular Türk oyunculara büyük rol model olduğunu düşünüyorum. Geçmişte bunun örnekleri de çok oldu. Kısıtlamadan ziyade sorunun nerede olduğunu bulmak için kafa patlamamız gerektiğini düşünüyorum" şeklinde konuştu.

"Kısa sürede Brezilya'yı geçebiliriz" 
Polonya'da düzenlenen U20 Dünya Kupası'nı takip ettiklerini belirten Serhat Pekmezci, "Dünya'da her geçen gün futbolda dönen paranın miktarı artıyor. Bunun nedeni altyapıdan oyuncu çıkarmakta zorlanmaları. Avrupa'da birçok kulüp artık genç nüfusun azalması ve teknolojinin gelişmesiyle çocukların boş zamanlarını telefon ve tabletler geçirmeleri sonucu yetenekli genç sayısı azalıyor. U20 Dünya Kupası'nda beni hayal kırıklığına uğratan ülkeler oldu. Ama ülkem adına da umut verici şeyler de oldu. Biz altyapı ve futbol sorunlarına yeterince cevap verebildiğimiz zaman, kısa sürede Brezilya futbolunun geçebileceğimizi düşünüyorum. Türkiye'de yaptığınız yatırım TL cinsinden, transferin kazancı ise Euro. TL harcayıp TL kazanıyorsunuz. Ama şu an sistem Euro harcayarak TL kazancına mecbur bırakıyor. Bir oyuncu transfer ettiğiniz zaman ülkeden döviz çıkıyor. Ama kombineyi formayı TL cinsinden yapıyoruz. Bu ülke politikası olursa, Brezilya'yı geçmeme şansımız yok. Bizim çocuklarımız atletik, zeki, algıları açık, güçlü ve topa çok yakınlar. Bizim adapte olmamız ve bazı şeyleri başarmamız çok zor değil. Fenerbahçe ve Türk futbolu adına çok umutluyum" dedi.

"Bir oyuncuyu otobüse binene kadar izliyoruz” 
Scout sisteminde çalışma prensiplerini de anlatan Pekmezci, "Biz maçlarda ısınmalara çok dikkat ediyoruz. Bazen ısınma sırasında çocuklar topla daha haşır neşir oluyor. Sahadaki tavırlar çok önemli. Maçın ilk 4 ve son 5 dakikaları çok önemli. Buradaki istek ve odaklanma çok önemli. Adım ve frekanslarına dikkat ediyoruz. Adım frekansı ve ritmi iyi olan bir çocuğun algıları çok iyi oluyor. Fizyolojik ve psikolojik olarak iyi gelişeceğini tahmin edebiliyoruz. Oyuncuda sahanın tamamını görebilme becerisi var mı, gördüğü konusunda karar verme mekanizması doğru mu, buna bakıyoruz. Gördüğü ile uygulama zamanını en kısa zamana indiren oyuncu çok önemli. Bir oyuncu izledik, görmesi ve karar vermesi arasındaki süre saniyenin 10'da biriydi. Çok az çocukta gördük bunu. Beyni öyle bir yapıdaki, yan bakarken bütün sahayı görebiliyor. Buna belki de Iniesta beyni dememiz lazım. Bizim üstten gördüğümüz sahayı o tabandan görüyordu. Oyuncunun son dakikaya kadar tavırlarını, soyunma odasına girişi, hakemlerle konuşması, bazen de otobüse binmesini bile takip edip, gözlem altına alıyoruz. Aile ve okul boyutu da var. Ciddi bir araştırma yapmadan oyuncu kazandırmıyoruz” ifadelerini kullandı.

"Çok sevdiğim bir işi sevdiğim bir kulüpte yapıyorum" 
Serhat Pekmezci, scout olmak adına çok fazla talep aldıklarını ve bu konuda yapacakları çalışma hakkında ise şunları söyledi: 

"Çok sevdiğim bir işi sevdiğim bir kulüpte yapıyorum. İnsanın çalışınca başaramayacağı iş yok. Kulübümüze scout olmak ile ilgili çok talep geliyor. Bu arkadaşlarımızı değerlendirmeyeceğiz gibi bir algılama var. En kısa süre içinde scout olmak isteyenlerle ilgili yönetim izin verirse bir toplantı yapıp, fikir alışverişinde bulunmak istiyoruz. Bu konuda notlarımızı aldık."

"Görmekle ile bakmak arasında ince bir çizgi var" 
Bir kişinin scout ekibinde yer alması için gerekli olan kriterleri söyleyen Pekmezci, "Ekibimize scout kazandırırken bazı parametrelere dikkat ediyoruz. Birincisi; mental karakter, kişilik yapısı, temsil kabiliyeti ve dürüstlük. Bu sosyoloji bölümü. İkinci önemli nokta ise kişinin beynini kullanma kapasitesi. Bunu kendimce ölçüyorum. Bazen beraber müsabaka izliyorum bazen o kişinin gittiği maçları ben gidip gizli izliyorum. Çünkü görmekle ile bakmak arasında ince bir çizgi var. Beyin neye hazırsa göz onu görüyor. Bu yüzden estetik meraklarının olması lazım. Kişinin kör oluncaya kadar okuması, sinema-tiyatro kültürü olması lazım. Kaliteli müzik dinlemek, müze gezmesi ve en önemlisi de çocukları sevmesi lazım. Son parametre en önemlisi, bir scout ekibinin ana dilini çok iyi kullanması lazım. Türkçeyi çok iyi kullanamıyor ve kendini ifade edemiyorsanız, bir oyuncunun elit olup olmaması ile ilgili karar vermeniz çok zor. Önce kendinizi iyi ifade etmeniz lazım ki oyuncunun becerisini test edebilesiniz" şeklinde konuştu.

Serhat Pekmezci kimdir? 
1977 Kocaeli doğumlu olan Serhat Pekmezci, Celal Bayar Üniversitesi Antrenörlük Eğitimi'ni bitirdi. 7-8 yıl profesyonel futbol oynayan ve Marmara Üniversitesi'nde yüksek lisans yapan Pekmezci, sırasıyla Altay'da yardımcı antrenörlük, Vestel Manisaspor'da bilgisayarlı maç analiz uzmanlığı, Konyaspor, Orduspor ve Malatyaspor'da yardımcı antrenörlük, Altay'da da rezerv takım teknik sorumluluğu yaptı. 2012 yılında Altınordu'ya geçen ve 6 yıl oyuncu izleme bölüm sorumluluğu yapan başarılı hoca, Aralık 2018'den itibaren de Fenerbahçe Futbol Akademisi Altyapı Scout Sorumluluğu görevini yürütüyor.  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Spor Haberleri