Ayrımız gayrımız yoktur. Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız da Sayın Binali Yıldırım’dır. Trump’ın Maduro’ya darbe teşebbüsünü şiddetle kınıyorum. Maduro’nun teslim olmaması, boyun eğmemesi, emperyalizmin esaretine girmemesi dileğimdir" dedi.
MHP İstanbul İl Teşkilatı tarafından bir otelde gerçekleşen akşam yemeğine katılan MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, burada partililere seslenerek, “Çevresine kötümserlik aşılayanları, iş yapmak yerine laf yapanları kenara itersek önemli mesafeler alırız. Zulüm 1453'te başladı, diyen soysuzlarla görülecek hesabımız vardır. Beka sorunu yok, zeka sorunu var diyen, 31 Mart'a yönelik olarak sinsi sinsi kaos hazırlığı yapan siyasi maskaralardan sorulacak hesabımız vardır. Zayıf düşersek, dağınık olursak, birbirimizle uğraşırsak, enerjimizi dışımıza değil de içimize harcarsak bu hesabı nasıl göreceğiz? Küçük küçük dilimlere ayrılan, grup ve ekiplere bölünen bir siyasetin başarı şansı olur mu? Ülkücünün ülkücüyle alıp veremediği hiçbir şey olmaz, olamaz. Gıybet günah değil mi? Fitne günah değil mi? İftira insan hakkını gasp etmek değil mi? Aynı anda, hem dava adamı hem de insan azmanı olunamaz. Bu terazi bu sıkleti çekemez. Aynı şekilde, hem Ülkücü hem de eyyamcı ve entrikacı da olunmaz. Ülkücülük hayat boyu devam eden, Türk milletine mensubiyet ve fedakarlıkla temellenen, kazancı dua ve şükranla şekillenen tek taraflı bir sevda sözleşmesidir. Ülkücülük, ülküsünde eriyen, ülküsüyle yükselen ahlak kahramanlarının harcı, manevi ihtişamıdır. Boş işlerle geçirecek vakit yoktur. Oyalanmaya hakkımız yoktur. Ya bir olacağız, birlikten kuvvet doğacağına inanacağız, ya da ümitleri heba ve israf edeceğiz. Ya adam gibi adam olup davamızı omuzlarda taşıyacağız, ya da serpilmek yerine yatağından taşan ırmaklar gibi sağa sola saçılıp gideceğiz. Elbette başarmanın dışında ikinci bir seçenek takmıyor, tanımıyoruz" şeklinde konuştu.
"Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Binali Yıldırım"
Cumhur İttifakı'nın önemine değinen Bahçeli, “Cumhur İttifakı'nın başarısı, Milliyetçi Hareket Partisi'nin başarısıdır. İstanbul'da Cumhur İttifakı'nın doğasına uygun şekilde Adalet ve Kalkınma Partisi'yle uzlaşmaya vardık. Bildiğiniz gibi, Maltepe, Beşiktaş ve Silivri'de partimizi ve Cumhur İttifakı'nı temsil eden değerli dava arkadaşlarım belediye başkan adayı olarak İstanbullu kardeşlerimizin huzuruna çıkmışlardır. Kalan 36 ilçede ise AK Partili isimler belediye başkan adayı olarak gösterilmişlerdir. Ancak 39 ilçenin tamamında belediye başkan adayı olan kardeşlerimiz aynı zamanda Cumhur İttifakı'nın adaylarıdır. Ayrımız gayrımız yoktur. Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız da Sayın Binali Yıldırım'dır. Milliyetçi Hareket Partisi hem Maltepe'de, hem Beşiktaş'ta, hem de Silivri'de belediye başkanlıklarını kazanmak için mücadele halindedir. Artık İstanbul'da bir belediyemiz olsun, artık İstanbul'a yerel düzeyde doğrudan bir hizmetimiz dokunsun. Beklentimiz budur, arayışımız buna yöneliktir. Bunun yanında diğer ilçelerde de Cumhur İttifakı'nın AK Partili belediye başkan adaylarının seçilmesi hususunda bütün samimiyet ve gayretimizle çalışacağız, kendi adaylarımız için ne yapıyorsak onlar için de aynısını yapacağız" ifadelerini kullandı.
"Zilleti her seviyede etkisizleştirmek için kutlu bir sefere çıktık"
Bahçeli sözlerine şöyle devam etti: "İstanbul zilletin yönetimi altında olursa milli bekamız ağır hasar alacaktır. Çünkü, zillette hayır yoktur. Zillette umut yoktur. Zillette gelecek yoktur. Allah'ın izniyle Cumhur İttifakı zilleti silip süpürecektir. Milli beka için Cumhur İttifakı'nın Mahalli İdareler Seçimlerinde de varlığına kanaat getirdik, ona göre siyasetimizi ve stratejimizi tayin ettik. Cumhur İttifakı'nın 24 Haziran Seçimlerinden aldığı sonucun 31 Mart Seçimlerinde tahkimini kaçınılmaz bir ihtiyaç olarak değerlendirdik. 31 Mart 2019'da herhangi bir yol kazasının pek çok badireye yol açacağını öngördük. Bu maksatla dört ayaklı stratejimize uygun olacak şekilde iki ana siyasi hedefimizi belirledik ve paylaştık. Birinci ana siyasi hedefimiz, hiç şüphesiz Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin 31 Mart 2019'dan güçlenerek çıkması, buna uygun mahalli idareler yönetiminin demokratik kazanımlarla tesisidir. Zillet ittifakının yeni hükümet sistemini boğma emelini bozguna uğratmak, kriz ve kaos çıkarma çabalarını püskürtmek gayemizdir, gayretimizin temelidir. İkinci ana siyasi hedefimiz, milli bekamız üzerinde oynanan tehlikeli oyunların bertarafı, aynı zamanda küresel tahrik ve dayatmalara karşı uyanık olmak, diri olmak, sağlam duruş göstermektir. 31 Mart 2019 Mahalli İdareler Seçimlerinde Türkiye'nin yeni bir tarih yazmasını arzuluyoruz. Milli mukavemeti kırmak için zaafımızı gözleyen iç ve dış mihraklara unutamayacakları bir dersin, altından kalkmayacakları bir cevabın verilmesini istiyoruz. Hepinizin bilmesini istiyorum ki, zilletin meydan okumasına tepkisiz duramazdık. Bu itibarla Cumhur İttifakı'nın iradesini 31 Mart 2019'da göstermek, zilleti her seviyede etkisizleştirmek için kutlu bir sefere çıktık."
“Beka sorunu yok zeka sorunu var diyenler biliniz ki çukurdadır"
“Zilleti güldürmeyeceğiz, buna karşılık İstanbul'da inanıyorum ki, hasretle beklediğimiz zafere, önem ve öncelikle belirlediğimiz hedeflere muhakkak ulaşacağız” diyen Bahçeli, “Ya beka ya bela seçiminde sonuna kadar beka diyeceğimizi bu uğurda her fedakarlığı yapacağımızı aklınızdan bir an olsun çıkarmayınız. Gevşeklik göstermeyiniz. Acziyete prim vermeyiniz. Yılgınlığa müsaade etmeyiniz. Beka demek var oluş demektir. Beka demek istiklal, istikbal, milli iffet, milli haysiyet demektir. Beka sorunu yok, zeka sorunu var diyenler biliniz ki çukurdadır, uçurumun dibindedir” açıklamasında bulundu.
“CHP yine tarihin yanlış tarafındadır”
Bahçeli, “CHP yine tarihin yanlış tarafındadır. HDP'yle gönül ittifakı kuranlar, FETÖ'nün kumandası altında olanlar, YPG'yi kendi vatanını kurtarmak için örgütlenmiş bir oluşum görenler bekayı nereden bilecek, bekanın nesini idrak edecektir? Biz hem beka deriz, hem de zekamızla bahtiyarlık duyarız. Biliriz ki, malum isimlere zekamızın sadakasını versek ömür boyu kendilerini alim, arif, ilim kutbu zannederler. Bunlar bekayı bilmeseler de zeka sorunları olmadığı kanaatimdeyim. Allah herkese nasibine göre az ya da çok bir zeka vermiştir. Ancak bunlarda vatana sadakat sorunu vardır, devlete bağlılık sorunu vardır, bayrağa sevgi sorunu vardır, demokrasiye muhabbet sorunu vardır, millete aidiyet sorunu ise had safhadadır. Terör bir beka sorunudur, teröristlere cici çocuk muamelesi yapanlar beka sorununu anlamazlar. 15 Temmuz FETÖ darbe teşebbüsüne tiyatro diyen kripto işbirlikçiler beka sorununu göremezler. Fırat'ın doğusuna girilmesin diyen, Zeytindalı Harekatı'nı hazım zorluğu çeken çürümüşlere göre beka sorunu vehimden ibarettir. HDP'yle yasak ilişki yaşayanlar, PKK'lılara arkadaş diyenler için beka sorunu doğal olarak ham bir hayaldir. Güney sınırlarımız boyunca sahnelenen vahşet ve dehşete bir kez olsun tepki göstermeyen, haine hain diyemeyen, katile katil diyemeyen, milli güvenlik için kaygı taşımayan zevat için beka sorunu değil börek-çörek sorunu vardır. Üstelik 1881 adet Atatürk hakkındaki kitabı 2 bin 500 liradan satanlar için beka sorunu değil, ballı kaymaklı ticaret sorunu vardır ve bu sorunu da alavere-dalavereyle çözmüşlerdir. Türkiye'nin beka sorunu yok demek için bir insanın ya sabah-akşam fok balığı belgeseli izlemesi, ya da nesli tükenen kuşların peşine düşüp ülkeler arası mekik dokuması yeterlidir. Beka sorununu görmeyen belayı mutlaka bulacaktır” söyleminde bulundu.
"Trump'ın Maduro'ya darbe teşebbüsünü şiddetle kınıyorum"
Venezuela'daki olaylara da değinen Bahçeli, “Tüm dünya bu ülkeye kilitlenmiş durumdadır. ABD Başkanı Trump seçilmiş bir devlet başkanını yayımladığı Twitter mesajıyla devirmeye kalkışmıştır. Bu haydutluktur, darbeciliktir, despotluktur, kanunsuzluktur, hüsran verici bir ilkelliktir. Maalesef demokrasi ve özgürlük savunucusu pek çok ülke sosyal medyadan verilen darbe çağrısına destek vermiştir. Küresel vicdan sınıfta kalmıştır. Demokrasi ağır bir yara almıştır. Uluslararası hukuk yırtılıp atılmıştır. Uluslararası düzen mahvın eşiğindedir. Birleşmiş Milletler zalimlerin yanında saf tutmuştur. Maduro'ya yapılan alçak girişim bundan sonra başka ülkeler için emsal teşkil edebilecektir. Trump yarın sabah kalktığında, canını sıkan, asabını bozan, sinirlerini oynatan bir devlet ya da hükümet başkanıyla ilgili yeni bir açıklama yaparsa dünyanın akıbeti ne olacaktır? Veya ABD'deki bir muhalefet lideri geçici başkan olarak herhangi bir ülke ya da ülkeler tarafından tanınır ve ilanı yapılırsa insanlığın nerelere doğru savrulacağını düşünen, hesap eden var mıdır? Trump'ın Maduro'ya darbe teşebbüsünü şiddetle kınıyorum ve de Venezuela'nın iç savaş şartlarına sürüklenmeden bu badireyi atlatmasını temenni ediyorum. Zalimlere direnmek haktan, hakikaten yana olmak demektir. Maduro'nun teslim olmaması, boyun eğmemesi, emperyalizmin esaretine girmemesi dileğimdir. Dikkatlerimizi çekmedi sanılmasın, ülkemizdeki işbirlikçi tatlı su demokratlarından Maduro'yla ilgili tek bir söz işitilmiş değildir. Bunlar üç maymunu oynamaya devam ediyorlar. İbretlik şekilde zillet suskundur, vurgun yemiş gibidir" dedi.