Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter dün gerçekleştirdiği konuşmada Birleşmiş Milletler (BM) gözetiminde imzalanan "Suheyrat Anlaşması'nın hükmünü yitirdiğini ve ülkenin başına geçtiğini duyurmuştu. Darbeci General Hafter'in açıklamasının ardından Libya başta olmak üzere ABD, AB ve Rusya'dan tepki gecikmedi. Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti (UMH) Başbakanı Fayiz es-Serrac, Hafter'in kendisini devlet başkanı ilan etmesine sert tepki gösterdi. Serrac, Hafter'in kendisini devlet başkanı ilan etmesinin Suheyrat Anlaşması'na ve ülkedeki tüm siyasi çevrelere yapılmış bir darbe olduğunu belirterek Hafter'in ilanının darbe projesinin sonlandırılması gerekliliğini ortaya koyduğunu ifade etti.
"Üzüntü duyduk"
ABD'nin Trablus Büyükelçiliği ise sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, Hafter'in kendisini tek taraflı devlet başkanı ilan ettiği yönündeki açıklamalarından üzüntü duyulduğu bildirildi. Açıklamada, Hafter'in ülkedeki insani ateşkesin sağlanmasına davet edildiği belirtildi.
"Libya anlaşması ihlal ediliyor"
Avrupa Birliği (AB) Komisyonu Sözcüsü Peter Stano da Hafter'in kendisini devlet başkanı ilan etmesine ilişkin yaptığı açıklamada, "Zorla ve şiddet kullanarak bireysel çözümler 2015'teki Libya anlaşmasını ihlal ediyor" ifadelerini kullandı. Stano, AB'nin Libya'daki gelişmeleri bir süredir yakından ve endişeyle takip ettiğini belirterek 2015 yılında imzalanan Libya anlaşmasının ülkede siyasi bir çözüme ulaşmanın tek yolu olduğunu vurguladı.
"Onaylamıyoruz"
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov ise Hafter'in kendisini devlet başkanı ilan etmesini onaylamadıklarını açıkladı. Lavrov, "Libya'nın çözüm sürecindeki mevcut kriz, tek taraflı kararların alınması için gerekçe değil" ifadelerini kullandı. Lavrov, Libya çatışmasındaki tüm taraflarla temas halinde olduğunu açıkladı.
Öte yandan darbeci General Hafter dün yaptığı açıklamada Libya'da BM'nin ara buluculuk ettiği, 1 yıldan fazla süren müzakerelerin ardından 2015'te Fas'ın Skhirat kentinde imzalanan barış anlaşmasının hükmünü kaybettiğini ve kendisine bağlı güçlerin ülkeyi kontrol altına alacağını açıklamış, ülkede gerçekleştirilen gösterilere dayanarak ülkenin başına geçebilmek için halkın kendisine verdiği yetkiyi kullandığını iddia etmişti.