Kutlama etkinlikleri Hükümet Konağı önünde gerçekleştirilen çelek koyma töreni ile başladı. Düzenlenen törende Kars Ticaret ve Sanayi Oda Başkanı Ertuğrul Alibeyoğlu, Ticaret İl Müdürü Adem Beyribey ile Kars Esnaf ve Sanatkarlar Oda Birliği Başkan Yardımcısı Cemal Bölgi Atatürk anıtına çelenk sundu. Arından da saygı duruşunda bulunuldu ve İstiklal Marşı okundu.
35. Ahilik Haftası kutlama etkinlikleri daha sonra Küçük Sanayi Sitesi Sosyal Tesislerinde program düzenlendi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan programın açılış konuşmasını yapan Kars Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği Başkan Vekili Cemal Bölgi, Ahilik Haftasının önemine değinerek, haftayı kutladı. Programda yılın ahisi ve esnafı seçilenlere şedleri giydirildi.
Ticaret İl Müdürü Adem Beyribey yaptığı konuşmada, “Ahilik teşkilatının kurucusu olan Ahi Evran, 1172 yılında Azerbaycan’ın Hoy şehrinde doğmuştur. Tefsir, hadis, fıkıh, kelam gibi dini ilimlerin yanı sıra felsefe, astronomi ve tıp ilimlerini de tahsil etmiştir. Horasan ve Maveraünnehir’de Ahmet Yesevi’nin talebelerinden Fahreddin Razi ve Sühreverdi gibi zamanın ileri gelen âlimlerinden eğitim almış, daha sonra Anadolu’ya gelerek Kayseri’ye yerleşmiştir. Ahi Evran’ın mesleği debbağlık yani dericiliktir. Ahi Evran, Anadolu’yu yurt edinmeye çalışan Türk halkının esnaf ve sanatkârlarını bir çatı altında birleştirerek, ticari olayları düzenleyici belirli ilkeler ve standartlar koymuştur. Böylelikle Türk esnaf ve sanatkârlarını, Rum ve Ermeni esnaf ve sanatkârına karşı örgütlendirerek, Türk esnafa rekabet gücü kazandırmıştır. Ahilikte iş, kutsal; çalışmak, ibadet olarak kabul edilirdi. Ahilikte “müşteri, velinimetimizdir” anlayışı egemendir. Kazançlarının bir kısmını, fakir ve yoksullara vermek, Ahiliğin temel kaidelerinden biri idi. Bu, gelir dağılımının adil paylaşımı ve toplumsal adalet düşüncesinin güzel bir örneğidir. Ahiliğin felsefi- düşünsel boyutunda kendini başkasından üstün görmemek, darda kalana yardım etmek, hiç kimseye kin beslememek, kaliteli mal üretmek ve bu malı fahiş fiyata satmamak, müşteriyi haklı görmek, insana hizmeti esas almak gibi insani ilkeler vardır. Ahiliğin ekonomideki temel gayesi, kaliteli, ucuz ve bol üretim yapmak ve tüketici hakkını korumaktır. Ahi liderleri, üyelerini hem mesleki hem de ilmi açıdan yetiştirmek üzere sıkı bir eğitimden geçirirlerdi. Üyelerinin davranışları, işyerleri ve malların alış ve satış fiyatları sık sık denetlenir; böylelikle, üyeler üzerinde denetim ve kontrol sağlanmış olurdu. Ahiler, benimsedikleri ilkelere aykırı hareket eden üyelerine karşı, ilk uyarı ve yaptırım olarak, selamlaşmayı ve yardımlaşmayı keserler, onunla alış veriş yapmazlardı; bu uyarı ve yaptırıma rağmen temel ilkelere ters hareket eden ahiler, teşkilattan çıkarılır, teşkilattan çıkarılan işyeri de kapatılırdı. Aşçılar, kitap yazıcıları ve ciltçileri, ayakkabıcılar, nalbantlar, kuyumcular, terziler gibi pek çok iş kolu mensubu Ahilik içerisinde yerini almışlardı. Ahilikte çatışmacı ve rekabetçi değil dayanışmacı ve paylaşımcı bir ruh yapısı vardı. Ahiler, yüksek fiyata mal veya hizmet üretip satarak kısa sürede köşeyi dönmek amacında değil, kaliteli mal veya hizmet üretip, uygun fiyata satmak amacı taşır. Ahilik Felsefesinde önemli yeri olan; “Elini, kapını, sofranı açık tut!”: Elini açık tutmak, cömert olmak ve elindekini paylaşmak; kapısını açık tutmak, misafirperver olmak; sofrasını açık tutmak ise açı doyurmaktır. Ahilerin bu ilkeleri, yüzyıllar boyunca Anadolu Türk insanının temel yaşayış ilkeleri haline getirilmiş ve bu ilkeler, Türk toplum felsefesinin temel taşları olmuştur. Ahilik teşkilatı, Tanzimat fermanının ilanından sonra fonksiyonunu yitirmiş ve zamanla ortadan kalkmıştır. Ahilik, günümüzdeki esnaf ve sanatkâr odaları, işçi ve işveren sendikaları, sanayi odaları, Türk Standartları Enstitüsü gibi kurum ve kuruluşların tarihimizdeki ilk örneğidir. Ahiliğin temel ilkelerini kısaca şöyle belirtebiliriz: Sözüne bağlı olmak, dedikodudan uzak durmak, şefkatli- merhametli- cömert olmak, ayıp ve kusurları gizlemek, iyilerle dost olup kötülerden uzak durmak, kötü söz ve hareketlerden sakınmak, düşmana silahla karşı koymak, elindekine kanaat etmek. Bu ilkeler, dünya döndükçe tüm insanlığa lazım olacak ilkelerdir. Ahilik ilkeleri, huzur, barış, dostluk ve kardeşliğin temelidir.” Dedi.
VALİ ÖKSÜZ “AHİLİK KÜLTÜRÜ VE FELSEFESİ, İNSANI ESAS ALIR”
35’ini Ahilik Haftasını kutlayan Kars Valisi ve Belediye Başkan Vekili Türker Öksüz de “Ahilik kültürü ve felsefesi, insanı esas alan, insanlar arasındaki ticari ve toplumsal ilişkilerde; dürüstlük, güvenirlilik, iş ve meslek ahlakına saygı, hak ve hukuka riayet etme, saygılı, şefkatli, cömert ve güler yüzlü olma ilkelerini esas almıştır. Bu insani değerler de toplumumuz tarafından bir yaşam tarzı olarak kabul edilmiştir. Saydığımız ve günümüzde uygar dünya ülkelerinin uygulamaya ve hâkim kılmaya çalıştıkları bu insani değerler, daha 13’üncü yüzyılda Anadolu Türkleri tarafından “Ahilik Vizyonu” olarak uygulanmış ve böylece diğer ülkelere örnek olmuştur. Anadolu’ya özgü bir kurum olan Ahilik kurumunu hayata geçiren milletimiz, o dönemde birlik, beraberlik, kardeşlik, dostluk, hoşgörü ve insan sevgisini esas alan bir anlayışla, bir çatı altında birlikte yaşayabilmeyi, iş ve meslek sahibi olabilmeyi öğretmişlerdir. Ahilik teşkilatı; 8 asırdır ahilik felsefesini özümseyerek yaşayan esnaflar yetiştirmiş, mesleğinde ehil olmayanlara asla ahilik belgesi vermemiş, esnaf ve sanatkârlar arasında çıraklık, kalfalık ve ustalık hiyerarşisi oluşturmuş ve çalışma hayatının yanı sıra sosyal hayatın gelişmesine de büyük katkılar sağlamıştır. Ahilik kültür ve felsefesinde, toplumun refahı ve sosyal sorumluluk önemli ve öncelikli bir ilke olarak kabul edilmiş, bu bağlamda yeterli ve kaliteli mal ve hizmet üretimi teşvik edilmiştir. Ayrıca; mal ve hizmet üretiminde kaliteyi yükseltmede, üretici ve sanatkarlar arasında dayanışma, işbirliği ve etkileşimi artırmada önemli bir motivasyon kaynağı olmuştur. Ahiliği, geçmişten gelen bir gelenek olarak kabul edip sadece Ahilik Haftası’nda kutlamaktan ziyade; ailesine, çevresine, vatanına, milletine ve dünyaya yararlı bir nesil yetiştirebilmemiz için iyiyi, doğruyu, güzeli, kardeşliği, birlik-beraberliği benimsemiş olan ahilik sisteminden, günün şartları doğrultusunda en iyi şekilde faydalanılmasının bir gereklilik olduğunu düşünüyorum. Ahilik kültürü, tarihte kalmaması gereken, günümüzde de var olması gereken ve ihtiyaç duyduğumuz bir yapıdır. Öyle ki, özellikle ekonomik krizler yaşadığımız dönemlerde maalesef gördüğümüz gibi stokçuluk olmayacak, gereksiz fiyat artışlarına gidilmeyecektir. Günümüzdeki ticari konjonktürde alıcı ve satıcının birbirini görmediği ve tanımadığı, e–ticaret yoluyla yapılan alışverişlerde de ahilik kültürünün ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyoruz. Esnaf, sanatkâr, zanaatkârlarımız başta olmak üzere, Karslı hemşehrilerim ve milletimizin Ahilik Haftası’nı kutluyorum. Ahilik Haftası’nın amacına ulaşması ve esnafımızın Ahilik kültürünü özümsemesi ve yaşatması temennisiyle hepinize saygılar sunuyorum.” şeklinde konuştu.
Konuşmaların ardından Vali Türker Öksüz, Emniyet Müdürü Yavuz Sağdıç ve AK Parti İl Başkanı Adem Çalkın, İlin Ahisi, İlin Kalfası ve İlin Çırağına kuşak bağlayarak plaket ve hediye takdim etti.
Düzenlenen programın ardından protokol üyeleri Küçük Sanayi Sitesindeki esnafı ziyaret ederek esnafın sorunlarını dinledi.
AHİ EVRAN VE AHİLİK FELSEFESİ NEDİR?
Ahilik teşkilatının kurucusu olan Ahi Evran, 1172 yılında Azerbaycan’ın Hoy şehrinde doğmuştur. Tefsir, hadis, fıkıh, kelam gibi dini ilimlerin yanı sıra felsefe, astronomi ve tıp ilimlerini de tahsil etmiştir. Horasan ve Maveraünnehir’de Ahmet Yesevi’nin talebelerinden Fahreddin Razi ve Sühreverdi gibi zamanın ileri gelen âlimlerinden eğitim almış, daha sonra Anadolu’ya gelerek Kayseri’ye yerleşmiştir. Ahi Evran’ın mesleği debbağlık yani dericiliktir. Ahi Evran, Anadolu’yu yurt edinmeye çalışan Türk halkının esnaf ve sanatkârlarını bir çatı altında birleştirerek, ticari olayları düzenleyici belirli ilkeler ve standartlar koymuştur. Böylelikle Türk esnaf ve sanatkârlarını, Rum ve Ermeni esnaf ve sanatkârına karşı örgütlendirerek, Türk esnafa rekabet gücü kazandırmıştır.
Ahilikte iş, kutsal; çalışmak, ibadet olarak kabul edilirdi. Ahilikte “müşteri, velinimetimizdir” anlayışı egemendir. Kazançlarının bir kısmını, fakir ve yoksullara vermek, Ahiliğin temel kaidelerinden biri idi. Bu, gelir dağılımının adil paylaşımı ve toplumsal adalet düşüncesinin güzel bir örneğidir.
Ahiliğin felsefi- düşünsel boyutunda kendini başkasından üstün görmemek, darda kalana yardım etmek, hiç kimseye kin beslememek, kaliteli mal üretmek ve bu malı fahiş fiyata satmamak, müşteriyi haklı görmek, insana hizmeti esas almak gibi insani ilkeler vardır. Ahiliğin ekonomideki temel gayesi, kaliteli, ucuz ve bol üretim yapmak ve tüketici hakkını korumaktır. Ahi liderleri, üyelerini hem mesleki hem de ilmi açıdan yetiştirmek üzere sıkı bir eğitimden geçirirlerdi. Üyelerinin davranışları, işyerleri ve malların alış ve satış fiyatları sık sık denetlenir; böylelikle, üyeler üzerinde denetim ve kontrol sağlanmış olurdu. Ahiler, benimsedikleri ilkelere aykırı hareket eden üyelerine karşı, ilk uyarı ve yaptırım olarak, selamlaşmayı ve yardımlaşmayı keserler, onunla alış veriş yapmazlardı; bu uyarı ve yaptırıma rağmen temel ilkelere ters hareket eden ahiler, teşkilattan çıkarılır, teşkilattan çıkarılan işyeri de kapatılırdı. Aşçılar, kitap yazıcıları ve ciltçileri, ayakkabıcılar, nalbantlar, kuyumcular, terziler gibi pek çok iş kolu mensubu Ahilik içerisinde yerini almışlardı.
Ahilikte çatışmacı ve rekabetçi değil dayanışmacı ve paylaşımcı bir ruh yapısı vardı. Ahiler, yüksek fiyata mal veya hizmet üretip satarak kısa sürede köşeyi dönmek amacında değil, kaliteli mal veya hizmet üretip, uygun fiyata satmak amacı taşır.
Ahilik Felsefesinde önemli yeri olan; “Elini, kapını, sofranı açık tut!”: Elini açık tutmak, cömert olmak ve elindekini paylaşmak; kapısını açık tutmak, misafirperver olmak; sofrasını açık tutmak ise açı doyurmaktır.
Ahilerin bu ilkeleri, yüzyıllar boyunca Anadolu Türk insanının temel yaşayış ilkeleri haline getirilmiş ve bu ilkeler, Türk toplum felsefesinin temel taşları olmuştur. Ahilik teşkilatı, Tanzimat fermanının ilanından sonra fonksiyonunu yitirmiş ve zamanla ortadan kalkmıştır. Ahilik, günümüzdeki esnaf ve sanatkâr odaları, işçi ve işveren sendikaları, sanayi odaları, Türk Standartları Enstitüsü gibi kurum ve kuruluşların tarihimizdeki ilk örneğidir.
Sözüne bağlı olmak, dedikodudan uzak durmak, şefkatli- merhametli- cömert olmak, ayıp ve kusurları gizlemek, iyilerle dost olup kötülerden uzak durmak, kötü söz ve hareketlerden sakınmak, düşmana silahla karşı koymak, elindekine kanaat etmek. Bu ilkeler, dünya döndükçe tüm insanlığa lazım olacak ilkelerdir. Ahilik ilkeleri, huzur, barış, dostluk ve kardeşliğin temelidir.