Tacettin DURMUŞ
Güven, kaleme aldığı yazısında “Bırakın Marksizm'i, en azından demokrat olabilmenin kriterleri, anti emperyalist ve anti faşist olmayı gerektirir. (sola göre)” dedi.
14 Mayıs’ta yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı ve Milletvekilliği seçimlerine de işaret eden Mahmut Esat Güven kaleme aldığı yazısında şu ifadeleri kullandı:
“HDP ve diğer sol partiler, Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı adayı olduğu ve CHP dışında İP, DEVA, Gelecek ve Saadet partilerinden oluşan, Millet İttifakına destek vereceklerine dair açıklamalarını, kendileri ile çelişen tuhaf bir karar olarak gördüm... Belki tutarsızlığı hep birlikte işledikleri için,
"Körler ve sağırlar, birbirini ağırlar" misali birbirlerini eleştirmeyi düşünmeyebilirler... Ama dışarıdan bakınca manzara sırıtıyor.
Öncelikle demokrat olmanın kriterlerinin başında anti emperyalistlik geliyorsa, 6'lı Masanın patronu ABD'dir. PKK-PYD'nin Suriye'de ABD ile ittifakından dolayı, HDP'nin ABD'nin kurduğu masaya oturmasını yadırgamıyorum... Ancak Selahaddin Demirtaş'ın Meral'e gönderdiği mektubu da samimi bulmuyorum. Demesinler HDP, faşist bir partiyle aynı safta yer aldı diye. Ya diğerleri? DEVA partisi Genel Başkanı Babacan uluslararası sermayenin ve ABD'nin has adamı değil mi? Davutoğlu'da yine ikinci Deli Enver misali ülkeyi ABD ile birlikte Suriye bataklığına çekmedi mi? ABD ve Batı ile entrikalar çevirmeye kalkışması neticesinde ise görevden alındı..
Kılıçdaroğlu ise ABD ve Almanya, İngiltere gibi ülkelere gidip, ülkemizi onlara peşkeş çekme karşılığında icazet aldı.. Rusya karşısında hiç taşınmadan, düşünmeden biz Ukrayna'nın yanında yer alacağız dedi.. Biden, daha seçilmeden yaptığı açıklamada;
"Ak Partiyi ilk seçimlerde diğer partiler ve STK'lar ile düşürmek gerektiğini" belirtti. Şimdi uygulanmaya konulmak istenen senaryo Biden'in yazdığı senaryodur... Biden'ın yazdığı senaryoda Devrimcilerin rol almasını nasıl izah edeceksiniz? Neymiş,"Tayyib'e karşı veya İslam Faşizmine karşı birleşik cephe" Hem İslam Faşizmi diyeceksiniz, hem Saadet Partisi ile aynı cephede yer almış olacaksın? Gel gelelim Tayyip Erdoğan'ın Cumhurbaşkanı adayı olduğu ve Ak Parti, MHP, BBP'sinin oluşturduğu Cumhur ittifakına...
Doğrudur, ABD'nin, uluslararası sermayenin müsaade etmediği parti iktidar olamaz..Tayyip Erdoğan'da geleneklere uygun olarak bu güçlerle görüşmelerde bulunmuştur... Ancak son yıllarda ülkedeki ABD ve Batı zincirini kırmıştır... Elbette dünyanın devleri ile ilişkileri tamamen kesmek olmaz... ABD ve Çin dünyanın ekonomik liderliğini elde tutmak istemiş olsalar da ekonomik birçok ilişkilerini devam ettiriyorlar... Tayyip Erdoğan demokratikleşmeyi Ak Parti iktidar olur olmaz başlattı.. Önce OHAL yasası kaldırılarak bölge halkı rahatlatılmış oldu... Anayasa değişikliği yapılarak, 12 Eylül'ün generalleri yargılandı... Diğer partiler senelerdir böyle bir şeye cesaret edemiyorlardı... Devleti askeri vesayetten kurtarmış oldu...”
Şimdiye kadar yaşanan darbelerde darbecilere karşı bırakınız kitlesel direnmeleri, doğru dürüst kişisel direnişlerde dahi bulunamazken,
15 Temmuz ABD- FETÖ darbesi, halkın sokaklarda direnmesi sayesinde engellendi... Solun şimdiye kadar başaramadığı anti emperyalist, anti faşist kitlesel direnişleri. Tayyip Erdoğan 15 Temmuz darbe girişiminde gerçekleştirmiş oldu...
Yok mu yapılan hatalar, olmaz olur mu? İttifak yanlış... Ancak ittifakın inisiyatifi tamamen Tayyip Erdoğan'ın elindedir... Bunun yanında hayat pahalılığı, çeteler, yolsuzluklar gibi ülkenin iç sorunları elbette vardır.. Ancak bu sorunlar bizim içimizde çözeceğimiz sorunlardır... Ama ABD'ye teslim olarak iç sorunlarımızı çözmeye kalkışmak demek, karşı olduğumuz emperyalizme her şeyimizle teslim olmamız demektir...ABD'nin bizi Ortadoğu'da ,Kafkaslarda, uzak doğuda savaşa sokması demektir..
Halkımızı köleleştimesi demektir.. Pireye kızılıp, yorgan yakılmaz...