Tacettin DURMUŞ
Azerbaycan Umum Milli Lideri Haydar Aliyev’in Kars’ta büstünün de bulunduğu Haydar Aliyev Parkı’nda gazetecilere açıklama yapan Başkonsolos Guliyev, “Bugünü biz bayram olarak yaşıyoruz. Çünkü 3 yıl öncesine kadar, 200 yıl boyunca toprak savaşı veren Azerbaycan, topraklarını geri aldı. Ve kendi bağımsızlığını ilan etti ve kendi sınırlarını yeniden çizmiş oldu. Bütün dünya da bununla hesaplaşmak zorunda kaldı. Çünkü biz uluslararası hukuka uygun olarak yanaştık. Azerbaycan halkı bu savaşta başta dost ülke Türkiye’mizden manevi destek olarak bu savaşı zaferle bitirdi. Ve bizler bugün bu zaferin gururunu yaşıyoruz ve bundan sonraki nesillerimiz de yaşamaya devam edecektir. Karabağ Zaferinin 3’üncü Yılı Kutlu Olsun!” Dedi.
Başta Azerbaycan Milli Lideri Haydar Aliyev olmak üzere, Azerbaycan’ın 200 yıllık bağımsızlık mücadelesini açıklamasında anlatan Azerbaycan Kars Başkonsolosu Nuru Guliyev şu ifadeleri kullandı:
Bugün bizim için çok önemli bir gündür. Bildiğiniz üzere 200 yıldan fazladır tarihimizde hep Azerbaycan toprakları hep işgal edildi. Azerbaycan coğrafyası küçültüldü. 200 yıl sonra Azerbaycan toprakları ilk defa Muzaffer Cumhurbaşkanımız İlham Aliyev’in komutanlığıyla geri alınmaya başlandı.
Yine bilindiği gibi Azerbaycan toprakları Aras Nehri boyunca ikiye bölündü. Ondan sonra Sovyetler Birliği 1920 yılında Azerbaycan’ı işgal etti. 1991 yılına kadar Sovyet yönetiminde kalmak zorundaydık. Ve bu tarih boyunca göçümüzü toplamaya çalıştık, toplumumuzu eğitmeye çalıştık. Lakin bunlara rağmen 1969 yılına kadar Azerbaycan Sovyetler Birliğinin yönetiminde olan 15 cumhuriyetin en son sıralarında geliyordu. Her yönüyle ekonomisiyle, eğitimiyle, sağlığıyla, kültürüyle vesaire bütün alanlarda maalesef geri bir plandaydık. Lakin 1969 yılında Ülkemizin başına ulu önderimiz rahmetli Haydar Aliyev geldikten sonra ülkemizde ciddi bir gelişmeler başladı. Bütün alanlarda başta eğitim olmak üzere eğitimli gençlerimizin ülkemizde hizmete gelmesi için ulu Önder büyük projelere imza attı. Ekonomimiz, eğitimimiz, sağlığımız ve kültürümüz gelişti. Ülkemizi tanımaya ve saymaya başladılar. 1983 yılında ulu önder Haydar Aliyev, Moskova’da Sovyetler Birliği’nin yönetimine geçtikten sonra bu gelişme daha da büyük bir hız kazandı. Ama ne yazık ki 1985 yılında Sovyetler Birliğinin başına gelen Gorbaçov, ulu önder Aliyev’in başarısını, tecrübesini, birliğini ve kabiliyetini kıskanmaya başladı. Ve O’ nu görevden alma teşebbüslerine girişti. Ama 1987 yılında büyük Önder Haydar Aliyev görevinden istifa vermek zorunda kaldı. Ve uzun yıllar planlanan Azerbaycan topraklarının yeni işgali Haydar Aliyev’in istifasınındın hemen kısa bir süre sonra Gorbaçov yönetimiyle Sovyetlerin yönetimiyle ve Sovyet ordusunun desteği Karabağ’ımız işgal edildi. Halkımız Hocalı’da soykırıma maruz kaldı. Hocalı‘da bir gecede 600’ün üstünde insanımız katledildi, 4 binin üzerinde insanımız kayboldu ve halen onlardan haber alınamamaktadır. Üzerinden 30 yıl geçmesine rağmen yüzlerce insanımız yaralandı ve sakat kaldı.
Bizim Azerbaycan halkı olarak Azerbaycan Devleti olarak en büyük şansımız ulu önder Haydar Aliyev’in yeniden Azerbaycan’a dönmesi ve halkın ısrarıyla yeniden hakimiyete gelmesiyle Azerbaycan topraklarının işgali durduruldu ve ülkemiz güçlenmeye başladı. 2003 yılına kadar yani hayatının son gününe kadar milletine, devletine ve halkına hizmet eden ulu önder Haydar Aliyev, kalıcı bir ülkenin temellerini attı. En önemlisi ülkemizi ‘ülke’ olmak ve ülkemizin bağımsız ve müstakil yaşamının temellerini attı. 2003 yılında ne yazık ki Büyük Önderimizi kaybettik. Ve yeni seçtiğimiz Cumhurbaşkanı ulu önderimizin genini ve kanını taşıyan, tecrübeli Sayın İlham Aliyev’i Cumhurbaşkanı seçtik. Ve Ulu Önder Haydar Aliyev’in sağlam temelleri üzerine Sayın Cumhurbaşkanımız güçlü bir Azerbaycan binası inşa etti. Ordumuzu güçlendirdi. Bildiğiniz gibi 2020 ile yılana kadar masa başında düşmanlarımıza ‘topraklarımızdan çıkın, sessiz sedası gidin, bizi bizimle baş başa bırakın’ demesine rağmen; karşı taraf işgalde ısrar etti ve topraklarımızdan çıkmak istemedi. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 4 kararına rağmen yine Azerbaycan toprakları işgalde kalmaya devam etti. Ama 2020 yılında artık gene onların taarruzlarıyla, onların başbakanlarının ‘Karabağ Ermenistan’dır’ demesiyle ve sonra da onların Savunma Bakanlığın ‘yeni topraklar için yeni savaş’ demesiyle birlikte; Azerbaycan onların o zamanki saldırısına karşılık vererek 44 günlük bir savaşın ardından topraklarımızı işgalden azad etti. Ve 2020 yılında bugünkü tarihle 27 Eylül’de başlatan 44 günlük savaş bildiğiniz üzere 10 Kasım’da zaferle sonuçlanmış oldu. 44 günlük savaşta yaklaşık 3.000 şehit verdik. Yüzlerce gazilerimiz oldu. Ama topraklarımız işgalden kurtarıldı. Geçmişte ve o savaşta verdiğimiz şehitlerin kanı geride kalmadı.
Karabağ savaşının üzerinden 3 sene geçmesine rağmen biz defalarca dedik ki, ‘Gelin bu savaşı bitirelim, sınırlarımızı belirterek iyi bir komşuluk siyaseti başlatalım.’ Ama geçen 3 yıl boyunca sanki o korku canlarından çıkmışçasına, Ermenistan yönetimi yeniden azgınlaşmaya ve üstümüze gelmeye başladı. Cumhurbaşkanımız Sayın İlham Aliyev 2 sene önce bir platformda ‘Karabağ Azerbaycan’dır’ dedi. Ve geçtiğimiz günlerde lokal bir anti terör harekatıyla orada birikmiş Ermenistan ordusunun mensupları ve onlara destek veren o bölücüler topraklarımızdan çıkarıldı. Ve bilirsiniz ki onlar Azerbaycan’ın yönetiminde kalmak istemeyenler topraklarımız terk etmemişlerdir. Geçmişteki katliamlara ve soykırımlarına bakmayarak, Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın Aliyev ve halkımız büyük bir yüreklilik göstererek, insanlık göstererek ‘onları, onlar bizi kovduğu gibi değil’; onlara destek vererek ülkemizi terk etmelerini sağlıyoruz. Her kes görüyor ki; artık bütün televizyon kanalları gösteriyor. Ülkemizden gitmek isteyen Ermenilere, yaşlılara ve hastalara insanlarımız destek oluyor. Onlara sağlık hizmeti veriliyor, sular ve yemekler dağıtıyorlar. Arabalarına yakıtlar veriyorlar. Çünkü biz bu halkın mensubu biz katliam töreden, soykırım yapan bir toplum, bir halk, bir köylü devlet değiliz. Biz insanperveriz ve bizim yönetimimizde başımızda olanlar da bu duygu ve düşünceler içinde Azerbaycan’da kalmak isteyenlere ‘buyursunlar kalsınlar’ demek kudretine, gücüne ve yüreğine sahiptirler.
Bu gün biz 44 günlük savaşta ve geçtiğimiz günlerde bir günlük yani 24 saatlik bir askeri hareketle bölgemizi kurtardık ve ne yazık ki burada da şehitler verdik. Ama artık biz şehit vermeyeceğiz, geçmişte yaşanan acılarımıza artık kahraman bir devlet mensupları olarak yanaşıyoruz. Biz geçmişte dedelerimizin ne kadar kahraman olduğunu, devletler kurmasını başaran bir milletin mensubu olarak bugün de gitmek isteyenlere ‘yolları açık olsun’ deme kudretine sahibiz. Bugün şehitlerimizi rahmetle minnetle anarak başta Ulu Önder Atatürk’ümüzün ve Ulu Önderimiz Haydar Aliyev ile birlikte bütün silah yoldaşlarımız, bütün Türk dünyasının şehitlerini, bütün Azerbaycan ve Türkiye şehitlerini rahmetler anarak onlara bugünkü bağımsızlığımızı, bugünkü gücümüzü borçlu olarak onları rahmetle ve saygıyla anıyoruz. Her zaman onlar ve onların bize bıraktığı yadigarı olan evlatları ve aileleri bizim baltacımızdır.”