Ardından telefonu kapattım, polislere teslim oldum"
Kars'ta, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) darbe girişimine karıştıkları öne sürülen dönemin 14. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı 2. Tank Taburunda görevli 36 eski askeri personelin savunmalarının alınmasına devam edildi.
Kars 2. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmada, ilk kez hakim karşısına çıkan dönemin 14. Mekanize Piyade Tugay Komutanlığı 2. Tank Taburunda görevli eski üsteğmenler Hacı Ali Altun, Hamza Yıldırımer, Gürhan Aras, Erkan İnan'ın yanı sıra bir teğmen, 2 asteğmen, 8 astsubay, 17 uzman çavuş, 3 uzman onbaşı ve bir onbaşıdan oluşan 28'i tutuklu 36 eski askeri personel hazır bulundu.
Duruşmada eski üsteğmenler Hamza Yıldırımer, Erkan İnan, eski astsubaylar Musa Kıvanç, Volkan Dönmez, Hüseyin Özyürek, eski uzman çavuşlar Mustafa Karakömür, İbrahim Karadoğan, Halil İbrahim Aydıner, Ferhat Parlak ve Gökhan Ökmen savunma yaptı.
Tutuklu sanıklardan İnan, savunmasında, 15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı gece saat 23.15 sıralarında başçavuş Tuna'nın kendisini arayarak alarm verildiğini söylediğini, bunun üzerine acil olarak kışlaya çağrıldıklarını ifade etti.
Vatandaşların tepkileri üzerine durumun terör saldırısı olmadığını anladıklarını ileri süren İnan, "Aytaç Erdoğan tanktan inerek Serkan başçavuşla görüştüğünü Serkan'ın kendisine 'durumlar farklı, toplumsal olayın dışında farklı bir şey var' dediğini söyledi. Bunun üzerine ben tanka bindim ve tankın içerisinde bulunan telsizden başçavuş Serkan'ı anons ederek, 'komutanım burada durumlar farklı' dedim. Bunun üzerine bende tanktan inerek tank uzman çavuş Yunus Çınkı'yı telefonla aradım ve geri dönün durumlar farklı' şeklinde konuştum." diye konuştu.
Tutuklu sanıklardan Kıvanç, darbe teşebbüsünün olduğu gece kışla nizamiyede bekleyen eski yarbay Nihat Uçan'ın kendisini Aslanlı yolda güvenlik önlemi almak için görevlendirdiğini aktardı.
O gece halkın kendilerine tepki gösterdiğini dile getiren Kıvanç, "Yarbay Nihat Uçan, aslan heykelinin olduğu yerde önlem almamı istedi. Bunun üzerine bende 'ne gibi komutanım' dedim. Uçan da 'teröre yönelik, siz gidin ben mühimmatı gönderirim' karşılığını verdi. Ardından mühimmatların hazırlanmasını emretti. Yarbay Nihat Uçan'ın emriyle saat gece yarısı 01.00 sıralarında tankımızla yola çıktık. Ben dışarıda halkı görünce şaşırdım, anlam veremedim. Halk tankın önünde kalabalıklaşmaya başladı. Halktan birisi 'yapmayın sizin anneniz babanız da sokakta' dedi. Bende elini öptüm kandırıldığımızı anladım." savunmasını yaptı.
Kıvanç, kışlaya geri dönmek için harekete geçtiklerini ancak yolların kapalı olduğunu gördüklerini belirterek, şunları anlattı:
"Girdiğimiz bir sokakta çöp arabası yolumuzu kesti. Sivil polisler tekrar geldi, 'sizi gözaltına almamız gerekiyor' dediler. Bunun üzerine ben tank üsteğmen Erkan İnan'ı aradım. Ona 'komutanım polisler bizi gözaltına almak istiyor' dedim. O da bana 'Yarbay Nihat Uçan yanımda' diyerek telefonu ona verdi. Yarbay Uçan bana, 'gerekirse manevra yap, araçlara çarp geç ancak kesinlikle teslim olma' dedi. Bende 'ne diyorsunuz siz? Halkı mı ezip geçeyim, halkı ez geç mi diyorsunuz bana' karşılığını verdim. Ardından telefonu kapattım, polislere teslim oldum. Polisler beni daha sonra tanktan indirerek polis aracına bindirdiler ve emniyete götürdüler."
Mahkeme heyeti duruşmayı yarına erteledi.
Kaynak AA