Sivil Toplum Hareketi Derneği İl Başkanı Sezgin Yıldız, Ayasofya'nın yeniden ibadete açılması ile ilgili bir basın açıklaması yaptı. Söze kestirmeden giriyoruz.
Yıldız: Tarih 1934.
Takvim yaprakları bu yılı gösterdiğinde, saatlerin tiktakları o dakikaları vurduğunda, Ayasofya Camii; Anadolu’nun her yanına dağılmış, minareleri süngümüz, kubbeleri miğferimiz olan, âminlerin huhulara karıştığı ve fakat ahıra, depoya, müştemilata çevrilen diğer camilerimizle birlikte payına düşen acıyı yaşamış; alınan bedbaht bir Bakanlar Kurulu kararı ile müzeye çevrilmiştir.
Batı taklitçiliğinin, Edirne’den Kars’a, Hakkâri’den Muğla’ya bu cennet vatanın her karışında en sığ şekliyle uygulandığı günlerde; bu aziz milletin namazıyla, ibadetiyle, elbisesiyle ve hatta türküleriyle, ağıtları ve koşuklarıyla bile kan davası olan müesses nizamın temsilcileri, Fatih’in hayallerine, emanetine cephe almışlardır.
Yıldız; “Yeryüzünün bir kalbi varsa, orası İstanbul’dur” diyerek övülen Dersaadet’in bereketli mekânı ve en kutlu mabedi olan Ayasofya’nın müze yapılması; şanlı tarihimize, inancımıza, ruh köklerimize sıkılmış bir kurşun mesabesindedir.
Ayasofya kıyamlara, rükûlara, secdelere; secdelere dökülen gözyaşlarına hasrettir. Artık bu firak vuslata, bu ayrılık kavuşmaya yürümelidir. Ve 86 yıllık bu hasret artık sona ermelidir, Ayasofya müminlere kapılarını açmalıdır.
Zira Fatih Sultan Mehmet Han hazretleri Ayasofya’nın kıyamete kadar camii olarak kalmasını dilemiş, bütün insanlığa emanet ve vasiyet etmiştir.
Biz Sivil Toplum Hareketi Derneği olarak, 81 il temsilciliğimiz ve binlerce üyemizle birlikte; Ayasofya’nın açılmasıyla adımızı tarihe yeniden altın harflerle yazmanın işaret fişeğinin atılmış olacağına inanıyoruz.
Sorumluları, tarih ve vicdan önünde ve tefekkür kalelerinin burçlarından uyarıyoruz!
Ayasofya'yı kapalı tutmak gafletlerin en büyüğüdür.
Ayasofya'yı müze olarak tutmak, müzelik bir zihniyetin en kat’i tezahürüdür.
Ayasofya’yı zincirlere vurmak, kalbi ve aklı zincirlenmiş bir bedbahtlığın ispatı; Ayasofya’yı kapalı tutmak, müminle mabedi ayırmak, kıyamı kaldıramamak, rükuyu hazmedememek, secdeye tahammül edememektir.
Mutlaka ve kati suretle; Ayasofya açılacaktır, Ayasofya açılmalıdır.
Biz bu ülkenin evlatları olarak imanımız gibi biliyoruz ki; göz nurumuz olan bu kapıların açılmasıyla birlikte; yeryüzünde tek bir mazlum kalmayacaktır. Yılanla tavşan, kedi ile fare, kurt ile kuzu yan yana yürüyecek de birbirlerine zarar vermeyecek, beraberce beldeler aşacaktır. Kavga, kin, faiz ve savaş lobiciliğinden beslenenler tarihe karışacak, Türkiye’mizin başı çektiği Yeni ve Adil bir Dünya nihayet kurulacaktır.
Ayasofya’ya ilk mü’min girdiğinde, ilk çocuk neşeyle mihraba koştuğunda; yeryüzünden semaya tarihin en mücessem âmini yükselecek, hanelerimiz şenlenecek, aklımızın sınırları, hayallerimizin kapıları sonuna kadar açılacaktır.
İlk rükûda, ilk secdede; yeryüzünde barışın, huzurun ve refahın günleri başlayacak; dem yeniden hakkın, adaletin, iyiliğin demi olacaktır. Gün Türkiye’nin günü, Vakit Türkiye’nin vakti olacaktır.
İl Başkanı Yıldız; Bu süreçte Ayasofya’nın, Ayasofya için edilmiş mücadelelerimizin ve hayallerimizin yanında duran Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’a sonsuz destek olacağımızı, tüm temsilciliklerimizle birlikte kamuoyuna deklere ediyoruz.
Ve kendisine sesleniyoruz.
Yetki sendedir, yol sende, mühür sende.
Vur zincirler kırılsın, Ayasofya açılsın!
Ve artık bayramlarımız bayram olsun.