Tamamı hastanelerde tedavi altına alınmışlardır. Yoğun bakımda kalan tutuklu ve hükümlü bulunmayıp genel sağlık durumları iyidir" dedi.
Adalet hizmetlerinde korona virüse karşı alınan tedbirlerle ilgili koordinasyon toplantılarının yedincisi, Adalet Bakanı Gül'ün başkanlığında video konferans yöntemiyle gerçekleştirildi. Saat 12.00'de başlayan toplantıya HSK Başkanvekili Mehmet Yılmaz, HSK Birinci Daire Başkanı Halil Koç, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, Türkiye Noterler Birliği Başkanı Dursun Cin, Adalet Bakan Yardımcıları Cengiz Öner, Zekeriya Birkan, Şaban Yılmaz, Uğurhan Kuş ve Adalet Bakanlığı bürokratları katıldı. Toplantı sonrası basın açıklaması yapan Bakan Gül, dünyanın aksine Türkiye'nin korona virüse teslim olmadığını, Türkiye'nin kontrolü bir an olsun kaybetmediğini vurguladı. Devletin tüm kurumlarının toplumun sağlığı için tüm tedbirleri uyguladığını dile getiren Gül, Türkiye'nin güçlü sağlık alt yapısı ve sağlık çalışanlarıyla bu süreci en az kayıpla atlatacağını dünyaya gösterdiğini söyledi.
Adalet hizmetlerine dair tüm tedbirleri büyük bir titizlikle almaya devam ettiklerini belirten Gül, "Temel yaklaşımımız adliyelerde insan sirkülasyonu yoğunluğunu azaltmaktı. Bunda başarılı olduk. Yüzde 95 oranında sirkülasyon azalmış oldu. Her şeyin başı sağlık. Daha önce duyurduğumuz tedbirlere ilişkin yeni bir değişiklik söz konusu değildir. Elbette zaruri ve acil işler adliyelerde devam etmektedir. Süreci, virüsün seyri belirleyecektir. Başvuru, itiraz, temyiz, arabuluculuk, uzlaştırma gibi yargısal tüm süreler 7226 sayılı Kanun'la 30 Nisan'a kadar durmuştu. Bu kanunla birlikte sürenin uzatılmasına ilişkin düzenleme de yapılmıştı. Bu konuda Cumhurbaşkanımıza yetki verilmişti. Dün bildiğiniz gibi Cumhurbaşkanımız kabine toplantısı sonrası yaptığı açıklamada bu sürenin 15 Haziran'a kadar uzatıldığını duyurdu. Elbette bu süre hem icra hukukuna ilişkin hem de yargısal tüm işlemlere ilişkin bir durma söz konusudur. Bu tarih salgının gidişatına göre öne çekilebilecektir. Bu salgına yönelik çıkacak olumlu tabloya göre Cumhurbaşkanımız 15 Haziran olarak belirlediği süreyi daha öne çekme ihtimali bulunmakta. Elbette yine gerek duruşma gerek diğer faaliyetleri de uyumlu bir şekilde 15 Haziran'a kadar uzatılmıştır. Ancak 15 Haziran öncesine çekebileceği de Bilim Kurulu'nun önerileri çerçevesinde mümkündür" diye konuştu.
İnfaz koruma memurlarının korona virüs sürecinde fedakarlık gösterdiğini ifade eden Gül, "Herkese 'evden ayrılma' dediğimiz dönemde infaz koruma memurlarımıza 'eve gitme, evden uzak dur' dedik. Herkesin evinde ailesiyle gecesini gündüzünü geçirdiği dönemde onlar adeta milli mücadele ruhuyla ailelerinden uzakta en ön safta mücadelelerini sürdürmektedirler. 440 ceza infaz kurumumuzda on binlerce infaz koruma memurumuz, 1 Nisan'dan itibaren ya vardiyada ya nöbette ya da karantinada evinden uzakta bu virüsle mücadelede büyük bir gayret göstermektedirler" şeklinde konuştu.
"7 milyon metrekare açık ve kapalı alan düzenli olarak dezenfekte edilmekte"
Gül, korona virüs salgınının ilk gününden itibaren tedbirler aldıklarını ve sonuçları şeffaf olarak paylaştıklarını kaydederek, "Tüm bu süreçleri Bilim Kurulu'nun tavsiyeleri doğrultusunda yapmaktayız. Su süreçte ceza infaz kurumlarına gelen bir kişinin ilk muayenesi yapılmakta. Eğer hastalık belirtisi varsa hastaneye sevk edilmekte. Hastalık belirtisi olmasa dahi 14 gün karantina uygulaması yapılmakta. Sonrasında kalacağı yere alınmaktadır. 7 milyon metrekare açık ve kapalı alan düzenli olarak dezenfekte edilmektedir. Her tutuklu ve hükümlüye hijyen malzemeleri düzenli ve bedelsiz olarak verilmeye devam edilmektedir" ifadelerini kullandı.
"120 tutuklu ve hükümlüye Covid-19 tanısı konuldu"
Tüm tedbirlere rağmen dışarıyla teması sıfıra indirmenin mümkün olmadığına vurgu yapan Gül, "Bugün itibarıyla 4 ayrı ceza infaz kurumunda 120 tutuklu ve hükümlüye Covid-19 tanısı konuldu. Tamamı hastanelerde tedavi altına alınmışlardır. Yoğun bakımda kalan tutuklu ve hükümlü bulunmayıp genel sağlık durumları iyidir. Bu konuda söylenti simsarlarının ortalığı bulandırmalarını asla kabul etmeyiz. Sağlık kuruluşlarıyla ve personelimizle birlikte bu süreci açıklıkla ve şeffaflıkla sürdürmeye gayret ediyoruz. Ceza infaz kurumlarında yakını bulunan vatandaşlarımız müsterih olsun. Hükümlü ve tutukluların can sağlığı, güvenliği devlete emanettir" dedi.