Erken yaşta evlendirilenlerin mağduriyetlerinin giderilmesine ilişkin düzenlemeyi içeren Erken Evlilik Yasası’nın geri çekilmesi mağdur ailelerin hayallerini yıktı. Kars’ın Arpaçay İlçesine bağlı Tomarlı Köyü’nde yaşayan 33 yaşındaki Elbistan Güler, kaçarak evlendiği 24 yaşındaki Canan Güler’in olay tarihinde yaşının 15 olması nedeniyle cezaevine girdi. 2 çocuğuyla perişan olduklarını söyleyen Canan Güler, yasanın yeniden yürürlüğe sokulması için devlet büyüklerinden yardım istedi.
Erken evliliklerden doğan aile mağduriyetlerinin giderilmesi için hükümetin başlatmış olduğu yasa tasarısıyla birlikte Türkiye genelinde binlerce aileyi büyük bir heyecan kaplamıştı. Taa ki dün sabaha kadar. Dün sabah hükümet tarafından tasarının geri çekildiğinin bildirilmesi üzerine aileler yeniden derin bir üzüntüye boğuldu ve Kars’ın Arpaçay ilçesine bağlı Tomarlı Köyü’nde de benzer bir durum yaşanmakta. Yaşanan bu mağduriyet tabi ki çocukların anne ve babasının yanında Elbistan’ın anne babası da büyük bir sıkıntı içerisinde. Özellikle de evlatlarının yuva kurmak için evlenmiş olmasına rağmen bir “cinsel istismarcı” veya bir “sapık” gibi ekranlardan algılatılıyor olmasına da büyük bir üzüntü duyduklarını belirtiyorlar. Çünkü severek evlenmiş, yuva kurmuş, çoluk-çocuk sahibi olmuş insanların yarın serbest bırakıldıktan sonra bile kamu vicdanında “bu sapık da çıkmış” veya “cinsel istismarcı da bırakılmış” denilmesinden korkuyorlar. Yoksa “Gerçekten suçluysa biz aile olarak da buna karşı çıkarız” diyorlar.
Tomarlı köyünde yaşayan Elbistan Güler, Dilber-Burhanettin Karstarlı çiftinin kızı Canan’a aşık oldu. Canan ve Elbistan Güler 12 Eylül 2007 günü kaçmaya karar verdi. Kızının ortadan kaybolması üzerine aile jandarmaya haber verdi. Kızının Elbistan Güler’e kaçtığını öğrenen ailenin izni ile yapılan düğünle dünya evine girdiler. Düğün sonrası gözaltına alınan Elbistan Güler 20 Eylül 2007’de tutuklanarak cezaevine kondu. 35 gün cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Elbistan Güler hakkında Kars Ağır Ceza Mahkemesi’nde dava açıldı. Nüfusa yanlış kayıt yaptırıldığı ve kayıtlarına göre 1995 doğumlu olan Canan için Adli Tıp Kurumu 6’ncı İhtisas Kurulu’nda yaş tespiti istendi. İhtisas Kurulu Canan’ın kemik yaşının 1992 doğumlu olarak kayıtlı olduğu belirlendi. Ailelerin şikayetinden vazgeçmesine karşın kamu davasına dönüşen dosyada mahkeme 12 Kasım 2009 günü görülen karar duruşmasına Elbistan Güler’i ‘çocuğun nitelikli cinsel istismarı’ suçundan 6.5 yıl, ‘kişiyi hürriyetinden yoksun kılma’ suçundan ise 2.5 yıl olmak üzere toplam 9 yıl hapis cezasına mahkum etti.
ALLAH RIZASI İÇİN BİR KEREYE MAHSUS AFFETSİNLER
Ailenin kararı temyiz etmesi üzerine dosya Yargıtay 14’üncü Ceza Dairesi’nde incelendi. Yargıtay, yerel mahkemenin Elbistan Güler hakkında verdiği cezaları onadı. Cezanın onanması üzerine cezaevine girmeden önce resmi nikah kıyan Canan-Elbistan Güler çiftinin mutlulukları kısa sürdü. 9 yılık hapis cezasını çekmek için 5 Mart 2014 günü Elbistan Güler cezaevine girince ailesi perişan oldu. Kızları 8 yaşındaki Nehir ve 1.5 yaşındaki Yağmur ile ortada kaldığını söyleyen Canan Güler, eşinin Kars ve Gümüşhane’nin ardından Ardahan Açık Cezaevi’ne gönderildiğini belirtti.
Canan Güler, “Birbirimi severek evlendik. Ben o zaman mağdur değildim ama şimdi mağdurum. Biz ir suç işlemediğimizi düşünüyoruz. O zaman böyle cezalar olduğunu bilmiyorduk. Sonradan öğrendik. 7 sene sonra ceza geldi. çocuklarımız var. Biz mutluyduk. Bir huzurluğumuz bile yoktu. Şimdi ise çok huzursuzuz. 3 yıldır bizim ne çektiğimizi bir Allah bilir bir de ben bilirim. Kendi rızamla eşime kaçtım. Sevdiğim için mutlu olurum diye evlendim, ancak şimdi yuvamız dağıldı. O zaman mutluydum şimdi çok mutsuzum. O içeride ben dışarıda.” dedi.
ÇOCUĞUMUN SERBEST BIRAKILMASINI İSTİYORUZ
Gelininin kendi rızası ile oğluna kaçtığını aktaran Bahçeli Güler ise, “Düğünlerini yapıp evlendirdik. Zaten annesi de bizden şikayetçi olmamıştı. Bir an önce çocuğumun serbest bırakılmasını istiyoruz. Üzüntüden eşim de ben de hasta olduk. Sayın Cumhurbaşkanımıza, Başbakanımıza sesleniyorum; Allah rızası için bir kolaylık sağlasın oğluma ve bizim gibi perişan olan ailelere yardım etsinler.” Bahçeli Güler, “
‘BENİM ÇOCUĞUMU CEZAEVİNDE BAŞKA GÖZLE GÖRÜYORLAR’
Cezaevindeki Elbistan’ın annesi Saime Güler de “Allah rızası için benim çocuğumu kurtarsınlar. Oğlumun iki çocuğu ve eşi benim yanımda kalıyorlar. Perişan olduk. Eşim rahatsız bende rahatsızım. Ne olur bize yardım etsinler.” şeklinde konuştu.
“KILIÇDAROĞLU YAPACAĞINI YAPTI”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na tepkili olduklarını da ifade eden Saime Güler, “Kılıçdaroğlu yine yapacağını yaptı. Yine bu olayları çarpıtarak kargaşa yarattı. Milleti sokaklara döktü. Yazıklar olsun başka bir şey demiyorum. Bu, 3 bin 800 ailenin vebali günahı ondan sorulsun.” dedi.
“OĞLUMUN CİNSEL SAPIKLIKLA SUÇLANMASI BİZİ KAHREDİYOR”
Anne Güler en büyük sıkıntılarının ise oğlunun cinsel sapıklıkla suçlanması olduğunu dile getirerek, yine Kılıçdaroğlu’na yükledi ve geliniyle torunlarını göstererek, “Şimdi bu cinsi sapıklık mı? Bu aileyi yuvayı kurmuşlar. Nice aileler böyle perişan oldu. Öyleleri var ki çocuklarını bırakıp kaçtılar. Şimdi biz bunların başındayız. Ya başlarında bir olmasaydık ne yapacaktılar. Ben sayın Kılıçdaroğlu’na şunu söylemek istiyorum; Neden bunu böyle yapıyor ve milleti sokağa döküyor. Ve bunların cinsi sapık olarak gösteriyor. Çocukların başlarına duvak örtüp milleti sokağa döküyor. Eğer benim çocuğum tecavüzcü olsaydı ben kendim vururdum, Allah öyle şeyler göstermesin. Biz vatana, millete hayırlı evlat yetiştirdik.” diye konuştu.
BUZDOLABINI ELBİSE DOLABI YAPTILAR
Güler ailesi tek göz odada yaşam mücadelesi veriyor. Eskimiş buzdolabını elbise dolabına çeviren Canan Güler, çocuklarının giysilerini burada muhafaza ediyor. Her ihtiyaçlarını tavanı çürümüş odunlarla kaplı odada karşılıyorlar. Yemeklerini burada yiyor, banyolarını burada yapıyorlar. Köy okulunun 3. sınıf öğrencisi Nehir’in ders çalışacak masası bile yok. Nehir babasına duyduğu özlemi sürekli içinde yaşatıyor. Babasıyla kendi isminin baş harflerini taşlara, tahtarala kazıyor. Okul tahtasına çevirdiği kırılmış buzdolabı kapağında ders çalışıyor ve sık sık da boya kalemiyle babasının ismini yazıyor. Tamamen içine kapanık bir yaşam süren Nehir, babasızlığın üzüntüsüyle yemeden içmeden bile kesilmiş. Kars şehir merkezine bile gitmemiş, tüm sosyal yaşamdan uzak hayat süren Nehir’in tek bir isteği var o da babasına kavuşmak, babasıyla birlikte güzel vakit geçirmek. “Herkes babasıyla okula geliyor beni okula götürecek babam yanımda değil” diyerek üzüntüsünü dile getiren Nehir, “Ben babamı istiyorum. Babamın evimize gelmesini istiyorum. Herkes okula babasıyla geliyor ben gelemiyorum. Babamı istiyorum ben. Çok üzülüyorum. Ailemizin tekrar kurulmasını istiyorum. Kars’a, sinemaya, gezmeye bile gidemedim. Babam yanımda olsa her yere giderim.” diyerek Cumhurbaşkanı ve Başbakandan yardım istiyor.(KHA-ÖZEL)