Şehit Ailesi Dolandırıldı
Şehit Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Nurettin Öztürk'ün ailesi dolandırıldı.
Kars'ın Kağızman ilçesinde 2015 yılında teröristlerle çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Astsubay Kıdemli Başçavuş Nurettin Öztürk'ün anne ve babası dolandırıcıların kurbanı oldu. Kırıkkale'nin Sulakyurt ilçesine bağlı Kalekışla köyünde yaşayan şehit annesi Habip ve Elife Öztürk'ün hastalığı nedeniyle bakmakta güçlük çektikleri 12 ineği küçük oğulları tarafından internet üzerinden satışa çıkarıldı. İnternetteki ilanı görüp müşteri kılığında köye gelen 3 dolandırıcı 120 bin TL değerindeki, 11’i buzağılayıcı 12 ineği almak istedi. Yapılan pazarlık sonrasında 95 bin TL’ye anlaşıp bin lira kaparo alan baba Habip Öztürk, inekleri kamyona yükleyip 3 dolandırıcı ile birlikte Çankırı’ya parasını almak için gitti. Burada 3 dolandırıcı 'bankadan para çekip getireceğiz' diye Öztürk'ü atlatıp kayıplara karıştı. Saatlerce bekleyen Öztürk, 3 gündür şahıslardan haber alamayınca savcılığa suç duyurusunda bulundu.
Küçük oğlunun 12 ineğini satış yapmak için internete koyduğunu ifade eden şehit annesi Elife Öztürk, “Biz hayvanlara bakamadık. İnternete attı, internete atınca da 3 tane genç geldi. 'Biz hayvanlara bakacağız, alacağız' diye. Biz de dedik ki 'tamam, biz satıcıyız siz de alıcıysanız verelim.' Vicdan olsaydı zaten böyle olmazlardı, bizi kandırmaya çıkmazlardı. Hiç vicdan denen bir şey yokmuş bunlarda. Ne yapmak gerekir ben bilmiyorum şaşırdım kaldım. Hastayım gözlerim görmüyor. Oralara düştük. Kah otellerde, kah evlerde rezil olduk. Bir haftadır adamım hastanede oralarda iğne serum kaldık. Devlet büyüklerimizden hepsinden rica ediyorum ne olur kurtarın bizi. Bizim paramızı geri alsınlar ne olur. Ben onlara yalvarıyorum. Kurban olduğum Tayyip kardeşim, ne olursun ben sana yalvarıyorum. Gel bizim yanımızda ol ne olur” dedi.
Habip Öztürk ise, “Ben bir şehit ailesiyim. Eşim hasta. Mallarımız vardı eşim bakamıyordu. Ben de bakamıyordum. Malları tuttuk internete verdik satalım diye. Müşteri gibi 3 kişi geldi, burada anlaştık. Ertesi gün bize bin lira kapora verdiler. Ertesi gün de geldiler malı yüklediler, aldılar götürdüler 'paranı orada vereceğiz' diye. Orada beni gün oyaladılar aha geldi, aha gelecek diye. Bankaya dahi müracaatta bulunmamış. 12 tane 120 bin TL değerindeki mala ben onlara 95 bin liraya verdim. Satılsın da eşimin rahatsızlığını gideriyim diye ben bunu verdim Ankara’ya gitmek için. Hukuk sürecinde Çankırı’dan dosyayı Sulakyurt'a gönderdiler. Sabah yine aradılar beni hırsızlar, haydutlar Çankırı’da Sulakyurt ne yapsın dedim” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.