Sebze meyveye 3 formül
Fiyatları aşağı çekmek için denetim başladı. Bunun yanı sıra tanzim satış mağazaları, daimî halk pazarları ile sokak ve mahalle manavlarının sayısının artırılması tavsiye ediliyor...
Türk ekonomisinin en büyük problemlerinden biri enflasyon. Enflasyonun en büyük sebeplerinden biri de gıda fiyatları. Özellikle son yıllarda enflasyonun en büyük sebebi olarak gösterilen gıda fiyatlarında yaz aylarındaki döviz atağını takip eden günlerde başlayan büyük artış, son günlerde yine gündemde. Yaz aylarında dolardaki çıkışı fırsat bilip, döviz gideri olsun olmasın bütün ürünlerini yüzde 150'ye varan oranlarda artıran marketler, son günlerde bazı bölgelerdeki sel ve fırtına sebebiyle artan zayiatları bahane edip sebze ve meyve fiyatlarını artırdıkça artırdı. Pazar ve marketlerde 15 liraya varan fiyatlarla biber, 8-9 liraya ıspanak, 7 liraya pırasa, 6 liraya patates, 7 liraya soğan, 14 liraya domates gören vatandaş ne yapacağını şaşırdı. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın “hesap sorarız” dediği satış merkezleriyle ilgili denetim 81 ilde başladı ancak fiyatları ‘şişirme' durumu alışkanlık halini almaya başladı. Alış fiyatı artmasa da satış merkezlerinde fiyatlar, 80'li yıllardaki enflasyon alışkanlığından kalma günlerdeki gibi ‘günlük' değişmeye başladı. Uzmanlar ise satış merkezlerinin denetiminin yanı sıra rekabeti artıracak satış yöntemlerinin desteklenmesi gerektiğini ifade ediyor. İlki, geçtiğimiz yıllarda sıkça rastlanan tanzim satış merkezleri. İkinci seçenek mahalle esnafının desteklenmesi olarak ifade edilirken, daimî halk pazarları da rekabetteki artışla birlikte fiyatları aşağı çekecek yöntemler olarak dile getiriliyor.
1- VATANDAŞ TANZİM SATIŞ TALEP EDİYOR
Son yıllarda enflasyondaki yükselmenin en büyük sebeplerinden olan gıda fiyatlarındaki artışa dur diyecek yöntemin, tanzim satış olduğu belirtiliyor. Vatandaş, hükümetin atacağı adımlardan birinin mutlaka tanzim satış mağazalarının tekrar gündeme getirilmesi olduğunu ifade ediyor. Önceki dönemlerde belediyeler tarafından kurulan tanzim satış merkezleri, manav, şarküteri, kuru gıda başta olmak üzere birçok küçük dükkânı bir arada bulunduruyor, küçük esnaf burada ürünleri aracısız satarken, vatandaş da uygun fiyatlarla gıda ihtiyacını karşılayabiliyordu. Piyasa çevreleri ise yaz aylarında yaşanan ürün bolluğunda dahi fiyatların düşmemiş olmasının arkasında marketlerdeki tekelleşmenin yattığını iddia ediyor.
2- SOKAK İÇİ KÜÇÜK MANAVLAR ŞART
Son dönemde sadece dönem dizilerinde görür olduk sokak manavlarını. Eskiden bu manavlar mahalle ve sokak sakinlerinden olur, bütün mahalleliyi tanır, halden aldığı ürünleri fazla aracı olmadan ucuza satardı. Bu yöntem birçok Avrupa ülkesinde hala uygulanıyor. 9-10 kasadan oluşan köşe başı manavları Almanya, İtalya, Fransa gibi Avrupa ülkeleri ile Amerika'da çok yaygın.
3- DAİMÎ DENETİM DE KOLAY
Yine geçmişte büyük kentlerde görmeye alışık olduğumuz bir satış şekliydi daimî halk pazarları. Bu alanlarda tezgâhların kime kiralandığı belliydi. Belediye denetimi pazar esnafının kıyafetinden tartı aletlerine kadar her alanda oldukça sıkıydı. Bu alanlarda fiyat rekabeti yoğun olur, piyasa kurallarının işlemesi zabıtalar tarafından sağlanırdı. Vatandaş, bu alanların yayılmasını istiyor.
ORGANİK YALANI
Geçtiğimiz yıl yağışların artması, bakliyat üretim alanlarının artması gibi sebeplerle üreticilerden “Ürün bollaşacak, fiyat artmayacak” açıklamaları geldi ama son günlerde 20 liralık nohut, 25 liralık fasulye etiketleriyle karşılaşıyoruz. Bazı internet siteleri ile yerli ürün sattığını iddia eden bazı butik mağazalarda ise ‘doğal ve organik' adı altında fahiş fiyat etiketleri görmek mümkün. Denetimler bu tür mağazalarda sıklaştırılacak, ‘organik' denen ürünlerin gerçekten organik olup olmadığı incelenecek. Çünkü organik ürün sadece ilaçsız üretim anlamına gelmiyor. Hava sahasından uçak bile geçmeyen ürün anlamına geliyor.
KARŞILAŞTIRIN
Yazılı ve görsel medya ile sosyal medyada fahiş fiyat etiketleri birbirini izliyor. Biz de kışın en önemli protein kaynakları olan temel bakliyat çeşitlerinin nerede kaç lira olduğuna baktık. 30 liraya da kuru fasulye var, 7 liraya da. Nohut için 20 lira etiket koyan da var 8 liraya satan da. Tavsiyemiz, internet siteleri ve marketleri araştırmadan alım yapmayın, marketlerin ilanlarını takip edip o marketten sadece ucuz ürünlerini almanız.
GIDADA FİYATLARA SIKI DENETİM
Yüksek fiyat artışlarıyla mücadelede yeni dönem, 81 ile yazı gönderilmesiyle başladı. Geçtiğimiz hafta Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın “Bu tür fiyat artıranları hesaba çekmemiz lazım. Hazırlıklarımız var” demesinin ardından uygulama ile ilgili açıklama Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan'dan geldi. Gümrük Bakanlığında düzenlenen “Dünya Gümrük Günü etkinliği ve sertifika dağıtım töreninin ardından soruları cevaplayan Bakan Pekcan market fiyatlarıyla mücadele konusundaki uygulamalara açıklık getirdi. Pekcan “Denetimlerimiz devam ediyor. Bunları çok görünür kılmıyoruz ama yaptıkları iş çok görünür olmalı. Halkın bunu hissediyor olması birinci derecede önemli. Biz de bununla ilgili tedbirlerimizi alıyoruz. Esasında şu ‘Hal Kanunu' devreye girip, uygulansa bütün bu sıkıntılarımızın çoğunu, yüzde 90'dan fazlasını atlatacağız” dedi.
HER KESİM ETKİLENİYOR
Fiyat artışlarıyla ilgili denetim konusunda 81 il valiliklerine yazı gönderip hem İç Ticaret Genel Müdürlüğü hem de Tüketicinin Korunması Genel Müdürlüğü ile beraber tekrar yerinde uygulamalara, denetimlere başladıklarını söyleyen Pekcan, en kısa zamanda bunların etkisini göstereceğini söyledi. Pekcan “Fiyatların değişikliği sizin de dikkatinizi çekiyor mu” sorusuna ise “Cumhurbaşkanımızın bile çekmiş, bizim çekmemesi mümkün değil. Önemli olan halkın bunu hissediyor olması” cevabını verdi. Zincir marketlerin piyasayı dalgalandırdığı iddialarına için de Pekcan “Küçük esnafımız, bakkallarımız etkileniyor. Onların çok küçük nüfuslu yerlerde de vücut göstermesi küçük esnafımızı tedirgin ediyor, bunu kabul ediyoruz” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.