Doç.Dr. Tülay Diken “Bağışlanan her organ filizlenen bir hayattır”
Ülke genelinde olduğu gibi Kars’ta da her yıl olduğu gibi bu yıl da, 03-09 Kasım tarihleri arasında Organ Nakli Farkındalık Haftası dolayısıyla çeşitli etkinlikler geçekleştirildi.
TACETTİN DURMUŞ
Kars’ta da İl Sağlık Müdürlüğü, Kafkas Üniversitesi (KAÜ) Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi ve Harakani Devlet Hastanesi işbirliğinde topluma organ naklinin öneminin anlatılması amacıyla çeşitli etkinlikler düzenlendi.
Kafkas Üniversitesi Sağlık Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde gerçekleştirilen etkinlikte, Organ ve Doku Bağış Haftası Farkındalık Standı kuruldu. Kurulan stantta Kafkas Üniversite Hastanesi Organ ve Doku Bağış Koordinatörlüğünce vatandaşlar organ bağışı hakkında bilgilendirilerek, organ bağışı hakkında farkındalık oluşturması amaçlandı. Açılan stantta halkı doğru bilgilendirmek ve bilinçlendirmek adına organ bağışının önemiyle ilgili bilgilendirici broşürler dağıtıldı ve toplumsal bilincin oluşturulmasına katkı sağlanması hedeflendi. Sağlık çalışanları tarafından üzerinde organ bağışının hayat kurtardığına dair mesajların yazıldığı kitap ayracı ve kırmızı karanfiller dağıtıldı.
Kurulan stantta Kafkas Üniversitesinden görevli Genel Cerrahi Uzmanı Doç.Dr. Tülay Diken Allahverdi ve Ortapedi ve Travmatoloji Uzmanı Operatör Dr.Öğretim Üyesi Ertuğrul Allahverdi ve Organ Nakli Koordinatörü Emel Uğurlu tarafından organ bağışları alındı. Stantta uğrayan vatandaşlar organ bağışında bulunmak için sıraya girdi. Ayrıca hastanede görevli sağlık çalışanlarının da organ bağışında bulunmasına dikkat çekildi.
DOÇ.DR. TÜLAY DİKEN ALLAHVERDİ, “18 YAŞINDAN BÜYÜK HER BİREY ORGAN BAĞIŞINDA BULUNABİLİR!”
Stantta vatandaşların bağışlarını alan Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Tülay Diken Allahverdi gazetecilere yaptığı açıklamada; organ bağışının ‘18 yaşından büyük her bireyin bilinçli bir şekilde ve özgür iradesiyle, gönüllülük esasına dayalı olarak organlarının bir ya da birkaçını ihtiyacı olan başka hastaların tedavisinde kullanılması için bağışta bulunması’ olduğuna vurgu yaptı.
Türkiye’de ilk böbrek naklinin 3 Kasım 1975 tarihinde Hacettepe Üniversitesi’nde Prof.Dr. Mehmet Haberal tarafından yapıldığını hatırlatan Tülay Diken Allahverdi, vatandaşların özellikle dini nedenlerden dolayı organ bağışında bulunmadıklarını söyledi.
Organ naklinin insan hayatı için her açıdan önemli bir husus olduğuna ve bağışlanan her organın filizlenen bir hayat olduğunun da altını çizen Genel Cerrahi Uzmanı Doç. Dr. Tülay Diken Allahverdi şunları söyledi. “Hastalarımızla konuştuğumuz zaman çeşitli dini nedenlerden dolayı organlarını bağışlamadıklarını görmekteyiz. Oysa yoğun bakımlarda birçok beyin ölümünün gerçekleştirildiğine şahit oluyoruz. Her ne sebeple olursa olsun tıpta; beyin ölümü gerçekleşen kişiler tıbben ölmüş kişiler olarak kabul edilmektedir. Bu durumda kalbin çalışmasının hiçbir anlam ve önemi bulunmamaktadır. Çünkü vücudumuzun orkestra şefi beyindir. Bununla ilgili olarak çeşitli ve güvenilir testler yapılmaktadır. Biz doktorlar olarak hiçbir hasta yakınının ya da organ bağışı yapacak kişilerin bu konuda tereddüt etmesini istemiyoruz.
ULUSAL VE BÖLGESEL DOKU MERKEZLERİMİZ HER AN GÖREV BAŞINDADIR
Fakat şundan çok emin olabilirsiniz ki; ülkemizde ulusal ve bölgesel doku merkezlerimiz bulunmaktadır. Tüm karaciğer, böbrek veya pankreas bekleyen hastalarımız ve doku özellikleri bu merkezlerde kayıtlıdır. Her hangi bir hastanede organ çıktığı zaman o hastanedeki organ doku merkezimiz bölge koordinatörümüze haber verir. Zamanla yarışılır bir şekilde tüm testler yapıldıktan sonra Türkiye’de kime uyuyorsa oraya gönderilerek nakli yapılır.
2238 SAYILI ORGAN NAKLİ YASASI VAR
Ayrıca 2238 sayılı organ nakli yasası bulunmaktadır. 18 yaşını dolduran, aklı başında olan herkes organ bağışında bulunabilir. Bu yasaya göre tarafların yasal sorumlulukları vardır. Mesela organ nakli yapacak olan doktorlar hiçbir şekilde ticari anlamda organları kullanamazlar. Bunun için gönül rahatlığıyla bunu söylüyoruz. Eğer ki yoğun bakımda beyin ölümü gerçekleşen kişi veya kişilerin organları alınacağı zaman savcılık boyutunda işlemler yapılmaktadır. O anda Savcılık hastanelere davet edilir ve gerekli yasal işlemleri yapar. Tabii ki toplumumuzda korkuların en büyük nedeni maalesef organ mafyası ve bu konudaki haberlerinin sıkça gazetelerde ve televizyonlarda yayınlanması olmuştur. Bu konuda organ mafyası haberlerinin basında çok fazla yayınlanmasını doğru bulmuyoruz. Türkiye’de yasal sorumluluklar çerçevesinde organ ve doku nakilleri yapılmaktadır. Zaten yapılan haberlerin çoğu incelendiği zaman doktorların organ kaçakçılığı ile bir ilişkilerinin olmadığı da ortaya çıkmaktadır.
DİNİ İNANÇLAR ORGAN BAĞIŞINDA EN ÖNEMLİ SORUNDUR
Organ naklinin önündeki en büyük engellerin başında dini inanç gelmektedir. Diyanet İşleri Başkanlığı 1980 yılından beri yaptığı yayınlarda organ bağışının dini açıdan hiçbir sakıncasının olmadığını vatandaşlarımıza anlatmıştır. Aynı zamanda çoğu vatandaşımızın öbür dünyada yani ahrette organları olmadığı için bütünsel yaratılmayacaklarını düşündükleri için bu gibi problemleri yaşayabiliyoruz. Bizler de, din adamlarımız da çok iyi biliyoruz ki; ölen bir insanın organları 3 ay içerisinde toprak altında çürür. Ama inancımıza göre mezarda sadece kuyruk sokumu kemiği çürümemektedir. Yine inancımıza göre insan öldükten sonra öbür dünyada kuyruk sokumu kemiğinden tekrar yaratılacakları için böyle bir duyguya kapılmamaları gerektiğini de yapmış olduğumuz eğitimlerde anlatıyoruz. Yani ölen bir insanın organ nakline ihtiyacı olan insanlara hayat vermesi en büyük insanlık borcudur. Bu nedenle organ nakli eğitimlerinin önemi her geçen gün daha da artmaktadır.”
HASTANE İMAMI ZAFER YERLİ: “ORGAN NAKLİ DİNEN CAİZDİR!”
Kafkas Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi İmamı Zafer Yerli de 2016 yılında tüm organlarını bağışladığını belirterek, oran bağışının dinen caiz olduğunu söyledi. Yerli açıklamasında “Diyanet İşleri Başkanlığımız bu konuda açıklaması tüm kesimler tarafından bilinmektedir. Organ bağışları devletimizin ilgili birimleri kontrolünde, organ bağışında bulunan ve organ bağışını alan şahısların rızası ile her hangi bir maddi karşılık alınıp verilmeden yapılan bağışlardır. Yada yoğun bakımda hayatını kaybetmekte olan bir hastanın organlarının yakınlarının rızası ile bir başkasına naklidir. Aynı zamanda Maide suresinde ‘Kim bir kişinin yaşamasına sebep olursa, tüm insanlığı yaşatmış olur. Kim bir kişinin ölümden sebep olursa tüm insanlığı öldürmüş gibi vebaldedir” ifadeler mevcuttur. Bu bizim için güzel bir örnektir. Her insan bir engelli adaydır ve her an içimizden biri organ nakline ihtiyaç duyabilir.” Diye konuştu.
EMEL UĞURLU: “TÜM KARS HALKINI ORGAN BAŞINA DAVET EDİYORUZ”
Organ Nakli Koordinatörü Emel Uğurlu da “Her bir insan bir anda organ nakline ihtiyaç duyabilir. Bu durum her kesin başına gelebilir. Tüm Kars halkını organ başına davet ediyoruz. Lütfen her kes bu konuda daha duyarlı olsun. Organ nakli hayat kurtarır. Bizler bu konuda tüm vatandaşlarımıza elimizden gelen her türlü yardımları yapıyoruz. Gönüllülerimizin bağışçı olması 5 dakikalarını alıyor. Hafta dolaysıyla İl Sağlık Müdürlüğümüz tüm sağlık kuruluşlarımızda organ bağışı konusunda vatandaşlarımızı bilinçlendirdi.” dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.