Bilgen, Reza Zarrab´ın ABD´de yakalanmasıyla ilgili konuştu
HDP Kars Milletvekili Ayhan Bilgen’in Kişisel Verilerin Korunması Üzerine Kanun ve Reza Zarrab’ın ABD’de yakalanmasıyla ilgili meclis...
HDP Kars Milletvekili Ayhan Bilgen’in Kişisel Verilerin Korunması Üzerine Kanun ve Reza Zarrab’ın ABD’de yakalanmasıyla ilgili meclis konuşması
AYHAN BİLGEN (Kars) - Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; galiba bu kanun içerisindeki en iyi, nispeten en iyi maddelerden birisi bu 11'inci madde çünkü kurulun yetkilerinden çok kişinin haklarıyla ilgili düzenlemeler var ama maddenin geneliyle ilgili aslında kendi kişisel yorumlarımı paylaşmaktan ziyade size başka bir şeyi hatırlatmak istiyorum sadece.
Bundan iki yıl önce, 2013'ün 11'inci ayında, Cumhurbaşkanına bağlı Devlet Denetleme Kurulu Türkiye'deki 2 bakanlık, 2 genel müdürlük ve 2 farklı kurumda kişisel verilerin ne kadar korunup korunmadığına dair bir araştırma yaptırmış. 800 sayfalık bir araştırma -İnternet'e yazarlaranız Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığının sitesinde de var ama Google'dan de bulabilirsiniz kişisel verilerle ilgili- 50 sayfası açık, diğer 750 sayfa gizli ama sonuç bölümü açık.
Şimdi, burada, birkaç dakika içerisinde bütününü sizinle paylaşmama imkân yok ama çok vahim iddialar var, kamu görevlilerinin kişisel verileri "online", "offline" paylaştıklarına dair. Yine, kurumların kişisel verileri korumaya dair bir stratejisinin olmadığına, verileri korumaya dair bir yazılı politika belgesinin bulunmadığına dair çok ciddi tespitler var. Eğer, zahmet edip yani bu maddeler bitmeden bu 50 sayfaya bir göz atarsanız... Eğer devlette devamlılık esassa, yani bir önceki Cumhurbaşkanı döneminde Devlet Denetleme Kuruluna hazırlattırılan bu rapor ciddiyse -içinde Adalet Bakanlığı var, Sağlık Bakanlığı var, işte Gelirler Genel Müdürlüğü var, SGK var- farklı kurumlardaki kişisel verilerle ilgili uygulamalar, vahim durum değerlendirilmiş. Yaklaşık 40 civarında da yanlış hatırlamıyorsam 37 öneride bulunuyor, tavsiye ve öneride bulunuyor. Ve sonunda da şöyle bir cümle var raporun, diyor ki: "İncelenen kurumların büyük kısmında aslında verilerin korunmasıyla ilgili hiçbir sistematik yok, bazılarında son derece sınırlı, dar kapsamlı ve yeterince düzenli değil." Pratik bu, gerçek bu yani Türkiye'deki kurumların fotoğrafı böyle çekilmiş ve biz bu fotoğrafa rağmen, bu gerçekliğe rağmen bugün burada bir düzenleme yapıyoruz, sırf Avrupa Birliğiyle ilgili süreci kurtaralım diye. Kurtarmaya yeter mi yetmez mi ayrı bir şey ama raporun sonunda çok net bir uyarı var. Deniyor ki: "Bu eksiklikleri giderme konusunda kurumlar çok ciddi, acil düzenlemeler yapmalı." Şimdi, bu iki yıl boyunca Türkiye'deki bürokraside gerçekten bu anlamda, ciddi yapısal bir değişim yaşandı mı, bir düzenleme yapıldı mı? Takdiri size bırakıyorum.
Ama dünya bugün Türkiye'yle ilgili başka iki şeyi konuşuyor. Biz kendi gündemimizde boğulup Türkiye'nin dünyada nasıl algılandığına dair gündemden koparak sadece kendimizi kandırmış oluruz. İki gündemden birisi Brüksel'deki patlama. Birkaç saat önce ben Brüksel'deki arkadaşlarımla görüştüm, çoğunluğu Türklerin -hatta Emirdağlıların diyelim daha doğru bir ifadeyle- yaşadıkları mahallede IŞİD'lilere ait semboller, patlayıcılar, bombalar, kimyasal silahların bulunduğuna dair iddialar var bu mahallelerde. Türkiye'yle ilgili bunlar yazılıp tartışılacak önümüzdeki günlerde ama başka bir gündem daha var. Aslında bu Meclis görevini daha ciddi yapmış olsaydı en azından o gündemden korunabilirdi yani Belçika'daki, Brüksel'deki gündem çok hoşumuza gitmedi ama bundan korunabilirdi; Rıza Zarrab'la ilgili. Biliyorsunuz, burada 4 bakanın dokunulmazlığı konuşulduğunda Meclis oy çokluğuyla bunu reddetti ama galiba Miami'ye düşen uçağın karakutusu başkasının eline geçti. Hepimiz biliyoruz ki Amerika'da yargılamada suçu kabul ve itiraf cezanın düşürülmesiyle ilgili çok ciddi, önemli bir ölçüdür. Dolayısıyla, önümüzdeki günlerde Türkiye'yle ilgili, Türkiye'deki gümrüklerle ilgili, Halk Bankasıyla ilgili çok ciddi şeyler ne yazık ki eğer orada konuşulur ve bütün dünya kamuoyuna taşınırsa, galiba, bunda, bu konuyu ciddiyetle ele almayan, dokunulmazlığı boyutuyla ele almayan bu Meclisin ciddi bir sorumluluğu, payı olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.