Alibeyoğlu'nun yazısı şöyle:

"Dereiçi Milli Park Olmalı !"
Milli Park, bilimsel ve estetik bakımdan 
milli ve milletlerarası ender bulunan 
tarihi ve kültürel kaynak değerleri ile
koruma dinlenme ve turizm alanlarına sahip
tabiat ve gezinme parçalarıdır.
Coğrafi ve tarihi anlamda 
Kars'ın en önemli değerlerinden olan 
"Dereiçi mevkii"nin 
Çamçavuş barajının su tutmasıyla birlikte
değeri daha da arttı.
Kars'ın tek mesire alanı olarak da kullanılan 
bu muhteşem kanyon, kırk yıllık Rus hakimiyetiyken
Taş binalar, köprüler, su kanalları, tabyalar inşa edildi.
Kars çayının kenarını ağaçlandırarak
bölgeyi adeta nakış gibi işlemişlerdi.
Ancak geçtiğimiz yıllarda
TSK'nın bölgeyi terk etmesiyle birlikte
aç gözlü bazı kişilerce talan edildi.
Binaların taşları sökülerek viraneye dönüştürüldü. 
Bölge şimdilerde kimsesiz ve sahipsiz.
Yağma devam ediyor !
Baraj inşaatının tamamlanması ve su tutmasıyla birlikte
doğal hayat gözle görülür bir şekilde değişti.
Baraj gölü üzerindeki kuş çeşitliliği arttı.
İçinde meyve ve süs ağaçlarının da bulunduğu
zengin bitki florası gelişti.
Peki biz ne yapıyoruz ?
Bunu korumak yerine, besicilerin kullanımına açıyoruz. 
Yazımın başlarında da değindiğim gibi,
Kars'ın tek mesire alanı olan bölgede
maalesef büyükbaş hayvanlarla birlikte piknik
yapmak zorunda kalıyorsunuz.
Bir taraftan da arılarla boğuşuyorsunuz.
Yağmalama ve talan zihniyetimiz
yerleşik bir düzen gibi devam ediyor.
Kars genelinde bulunan tabyaların çoğunluğu 
bu bölgede ve ahır olarak kullanılıyor.
Diğer tarihi kalıntılar da yok olmak üzere.
Hayata geçirilecek bir ıslah projesi ile 
cennet parçası haline gelebilir aslında.. 
Yamaç paraşütü, rafting, trekking 
ve buna benzer bir çok spor türü de 
yine bu bölgede uygulanabilir. 
Kafkas Üniversitesi, Kuzeydoğa derneği ve
Doğa Koruma Milli Parklar müdürlüğü
bölgede bir araştırma yapacak olursa,
yaban hayatı varlığının zenginliği ile
kuş çeşitliliği kendilerini de şaşırtacaktır.  
Dereiçi'nin,
"milli park" olması durumunda 
bölgenin cazibe merkezi olacağı gerçeğiyle yola çıkarak
taleplerimize bu yazıyla başlıyoruz.
Kars'ta tarihi dokunun 
ağaçla, yeşille, çiçekle daha görünür hale
geleceğini düşünerek çalışan ve bunu uygulayan 
Vali/Belediye Başkan V. Sayın Türker Öksüz'ün
böyle bir projenin ilk adımını atacaklardan biri
olacağına inanıyorum.
65. Dönem Ulaştırma Bakanımız
AK Parti Kars Milletvekilimiz Ahmet Arslan ile 
bu projeye belki de en büyük katkıyı sağlayacak olan
Tarım Orman ve Köyişleri Komisyon Başkanı
AK Parti Kars Milletvekili Prof. Dr. Yunus Kılıç'ın 
şimdiden heyecanlandığını söyleyebilirim. 
İktidar partisi il başkanı başta olmak üzere
diğer siyasi parti il başkanları ile
STK, dernek ve vakıfların da 
Kars için ortak bir noktada buluşacağına inanıyorum.
Yüreğiniz Kars için çarpıyorsa;
birlikte yürüyelim.  
Dereiçi, belki milli park için küçük bir alan ama
"Küçük olsun, bizim olsun"